Abuzittinciğim,
Yani bu Cüneyd beyin (Cüneyd Zapsu) yaptığı da çok oldu.. Önce hanımı biliyorsun.. Başı açık namaza gitmeler filan.. Şimdi de bizzat Cüneyd beyin Amerikalılara ettiği laf.. Başbakanımızı kastederek "..kullanın bu adamı!" demesi.. Yav böyle laf denir mi Abuzittinciğim? İnsan Başbakan için "kullanın bu adamı!" der mi? Otobüs mü bu? Bana öyle geliyor ki Zapsu'nun suyu ısındı. Başbakanımız santrfor olarak Viyana'ya gitsin gelsin Cüneyd'e kırmızı kartı gösterecektir.
Neyse, esas sana yazmak istediğim dişimle ilgiliydi. Bilirsin ben en son dakikada dişçiye giderim. Hatta gittiğimde, çoğunlukla, iş işten geçmiştir. Şu diş konusunda bi türlü adam olamadım.. Ama (biraz geç kalmama rağmen) düzeleceğime dair bi ümit belirdi. Senin de dişçiden korktuğunu bildiğimden, "Bendeki umut nasıl belirdi", anlatim.. Timur bi alet getirtmiş.. Koltuğa oturuyorsun, öyle uyuşturmak için iğne yapmak filan yok.. Ağzının içine asfalt delme makinesi gibi da da da alet de sokmuyorlar.. Işınla ("lazer"miş) çürüğü mürüğü tamir ediyorlar kardeşim. Hiç bi şi duymuyorsun. Hem de dört, beş dakikada..
Timur'a: "Hazır gelmişken benim fıtığı da hallediversen" dedim "Daha o kadar değil ama ağzında aft varsa iki saniyede eriteyim" dedi. Valla bence bu, internetten sonra en büyük keşif Abuzittinciğim. Tabii bu aletin hastanelerde olması lazım.. Paralılarda belki vardır da ben öteki vatandaşların gittiği hastaneleri kastediyorum.. Çünkü diş sağlığı konusunda milletçe sınıfta kaldığımız malum..
Özellikle ilkokul çağındaki çocuklar.. Her 100 çocuktan 84'ünün dişinde çürük varmış! Nasıl saymışlar bilemiyorum ama öyleymiş. Bu çocukların büyük bi kısmı, eminim, korktukları için dişçiye gitmiyorlardır.. Hatta anneleriyle babaları da.. Bi de erişme umudunu yitirdiklerinden gitmeyenler var.. Mesela Gaziantep'in bazı ilçelerinde 38 bin 429 kişiye bi hekim düşüyormuş.. Sıra sana gelene kadar dişçiye değil mezara gidersin. Zaten bu konumuzun dışında.
Evet, ne diyordum.. Bu lazerli alet hiç acı vermediği ve tedavi kısa sürede bittiği için dişçiden korkmaya, çekinmeye artık gerek yok. Ama, "fakirlikten dolayı" (Bunu diyen Adalet Bakanı) hakimine, yargıcına servis otobüsü sağlayamayan Devlet bu aletleri hastanelere nasıl alabilir onu da bilemem. "Terör tehlikesine karşı, hakimine savcısına bi servis aracı veremeyen bu fakir devlet, nasıl oluyor da, Başbakanını korumak için, kara gözlüklü, tam 100 güvenlikçiye (yazıyla yüz) tıkır tıkır her ay maaş ödeyebiliyor?" dersen o Başbakan.. Üstelik bi de santrfor.. Ötekiler hakim, makim..
İşte böyle Abuzittinciğim.. Münasip yerlerinden öperim.
Kardeşin Güneş.