İKİ mutlu gece geçirdim.. İki güzel geceydi, güzel ve anlamlı.. Ama mutluluk sebebim farklıydı..
Salı gecesi Maslak'ta TİM açıldı.. Türker İnanoğlu Maslak Gösteri Merkezi..
Çok seçkin davetliler vardı, çok iyi düzenlenmiş gecede..
İstanbul'un en çağdaş, en ileri kültür merkezinin açılışında Kültür Bakanı'nı, İstanbul Valisi'ni, Belediye Başkanı'nı da görmek isterdim. Fenerium'un açılışına gidip kurdele keserler de, böylesi bir gurur anıtına katılmazlar mı?.
Tahmin ediyorum, davet edilmeleri unutulmuştur..
Çeşitli televizyon kameraları sardı etrafımı.. Bir kısmı niye yalnız geldiğimi, mesela niye Ece'yi getirmediğimi sordular.. İşleri, dertleri magazindi. Kızmadım, yardımcı oldum. İşlerini yapıyorlar. Onlardan öyle görüntü isteniyor. Ekmek paraları..
Bazısı farklıydı. Merkez hakkında görüşlerimi sordular.. "Gecenin öneminin farkında olanlar da var" diye sevindim..
Onlara "Türker Bey, en kısa zamanda bir akıl kontrolünden geçmeli" dedim.. "Tiyatrolar birer birer kapanır, gösteriler boş koltuklara yapılırken, böylesi bir kültür merkezine kimseden yardım almadan, tüm bir ömür boyunun birikimlerini yatırmak için insanın aklından zoru olmalı.."
Gerçekten yapılan iş çılgınlık..
Diyeceksiniz ki.. "Ama adını ölümsüzleştirdi.."
İşte yazarın mutluluğu burda..
Türker Bey, aylar önce bana bitmek üzere olan inşaatı gezdirdiğinde, Merkezin adıyla hazırlanmış, Logoyu da göstermişti..
MGM!
Maslak Gösteri Merkezi yani. "Bak Türker Ağam" dedim.. O bana, ben ona, "Ağam" deriz.. Böyle Metro Goldwyn Mayer'i çağrıştıran bu adı koyarsan, ben buraya adım atmam.. Buraya bütün hayatını yatırdın, o zaman burası seni ölümsüzleştirmeli.. TİM olmalı kısa adı.. Türker İnanoğlu Merkezi!.."
Ben ayrılırken, Türker Bey, önündeki kağıda TİM diye logolar çiziktiriyordu..
Salı gecesi arabam Darüşşafaka tesislerine doğru ilerlerken, ilerde yanan dev neonları gördüm ilk.. TİM yazıyordu..
Böylesi bir anıtın isim babası olmanın gururu, nasıl bir mutluluk verdi bana, tahmin edersiniz..
***
Perşembe gecesi St. Petersburg Opera ve Balesi'nin Kuğu Gölü temsili vardı, Cemal Reşit Rey'de.. TİM açılışı için, ilk geceyi, birinci kastı kaçırdım. Dünyaca ünlü Şestakova/ Şadruhin çiftini izleme şansını da kaybettim.. Ama gece gece harikaydı.. Özellikle kalabalık sahnelere, kordo baleye bayıldım.
Beni mutlu eden şey, ikinci gece de salonun tıklım tıklım dolu oluşuydu ve kapıda yüzlerce insan vardı, "İade edilen, ayrılıp alınmayan bilet olur" umudu ile bekleyen.. Onlar beklerken belediye protokoluna ayrılmış ön koltukların yarısının boş olması her zamanki ayıp ve acımızdı, o ayrı. Merdivende otururken, temsil başlamak üzereyken buraya oturan gençlerin görevliler tarafından kaldırılması ve koltukların boş kalması da ayrı üzüntüydü..
Beni mutlu eden, girişte ve aralarda yanıma gelen ve "Teşekkür ederiz. İyi ki yazdınız da haberimiz oldu, gelebildik" diyenler oldu.
Yazıyorsun, haber veriyorsun, tavsiye ediyorsun ve bir bale gecesinde salon doluyor. Bir yazar için gurur, bir yazar için mutluluk başka nasıl olur?..
İki gecede iki mutluluk..
Tesbihe iki tane daha..