Televizyonda Kadir Topbaş'ı izliyorum.. Üçüncü köprü ile ilgili konuşuyor..
"O iş üzerinde başbakan ve ekibi, Ankara'da çalışıyorlar."
İstanbul'un en önemli konularından biri, Ankara'da çözülüyor. Başbakan ve ekibi tarafından..
Şaşmadım..
Çünkü Topbaş'tan umudunu çoktan kesen eski İstanbul Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendi ekibi ile kenti yönetme kararı verdiği çoktandır iyi haber alan çevrelerde konuşuluyordu. Topbaş'ın haberi olmadan, Başkan Vekili İdris Güllüce imzası ile uygulamaya konan kararlar da, Başkan'ın gerçekten by-pass edildiğini gösteriyordu.
Yerel seçimler öncesi, RTE'nin, Kadir Topbaş'ı partiden gelen baskılar üzerine çok güç hazmettiği, Başbakan'ın gönlündeki adayın Tuzla'da fevkalade başarılı bir performans gösteren Güllüce olduğu hep söylenmişti. Seçim sonrası da, Güllüce Ankara'nın isteği üzerine "Vekil Başkan" olmuştu.
***
Önümde Kadir Topbaş'ın bir yazısı var..
Onu ve İstanbul Valisi sevgili dostum Muammer Güler'i, bir salı günü Sabah'a davet etmiştim, İstanbul'un seçilmiş ve atanmış sahipleri olarak. Kış gelirken, galeri rezaletinin bir bölümünü gösterecek ve "İstanbul halkını, karda, buzda, çamurda akan trafik içinde yürümeye zorlayan bu usulsüz, ruhsatsız kaçak yapılanma ile nasıl mücadele edeceklerini" soracaktım.
Salı günü randevu saatinde İstanbul Emniyet Müdür Muavini Ali Kemal Hanlı, elinde bir dosya ile geldi. "Beni sayın vali, vekilen gönderdi" diyerek. Tam o sırada da vali bizzat aradı.
İstanbul Vilayeti davetimi dikkate almış, gereken ilgiyi göstermişti.
Kadir Topbaş ise zerre umursamamıştı. Belediye Başkanı-Gazeteci ilişkisinin ötesinde dost olduğumuz (Ya da ben öyle sanmıştım) halde..
Gelen dosya ve Ali Kemal Hanlı ile kritik noktaları dolaşırken dinlediklerim, asıl sorumlunun belediye olduğunu ortaya tüm çıplaklığı ile koydu. Valilik hatta belediyeyi galeriler konusunda defalarca uyarmış, "Bir eylem yapacaksınız, Emniyet Müdürlüklerimiz size destek olacaktır" demişti. Buna rağmen Belediye konuya el atmamış, yasal olarak görev ihmali suçu işlemişti.
Bunları anlatan yazım yayınlanınca, Topbaş galiba telaşlandı. Defalarca, evden işten arandım. Bu defa da ben geri dönmedim. Başkanın bana tavrını kendisine aynen iade ettim.
Bunun üzerine bir yazı geldi.
"Söz konusu işyerleri, Büyükşehir Belediyesi'nin görev yetki ve sorumluluğunda bulunmamaktadır."
İzah da ediyor..
"Galerilere ruhsat verme işi ilçe belediyelerinin, kaldırıma park etmiş arabaları çekme işi de vilayetindir."
Yani "Ben anamın ak sütü, partimin rengi gibi temizim.."
Topbaş herkesi kör, alemi sersem sanıyor..
Sayın Topbaş..
Galerilerin canı cehenneme.. Ben kaldırımdan söz ediyorum.. Vatandaşın yürüdüğü kaldırımdan.. Ana caddeler kimin?.. Anakent'in.. İlçe belediyeleri bu caddeler üzerine proje geliştirdiğinde, anında reddediyorsun, "Sizin işiniz ara sokaklar.. Ana caddeler Anakent'in, karışmayın" diye..
Peki ana caddeler üzerindeki kaldırımların bordür taşları sökülüyorsa, kaldırım boydan boya eğik bir rampa haline geliyorsa, bunu eski haline getirmek ve kaldırımı bozan firma ya da kişiye ceza vermek kimin işi?..
Bu soruma yanıt verir misin Sayın Topbaş?.
Vatan Caddesi'nde vatandaş kaldırımı kullanma hakkından yoksun kılınıp, caddede yürümeye zorlanıyorsa, sorumlu kim.. Görevli kim?.. Yetki kimde?..
Kaldı ki Sayın Topbaş..
Belediye kuralları gereği, ana caddeler üzerine galeri ruhsatı vermek yasaktır. Galeriler ancak ara sokaklarda kurulabilir. Bu yüzden zaten galeriler ilçe belediyelerinin sorumluluğuna girer..
Ama benim yazdıklarım ana arterler üzerinde, yani size ait, galerilere yasak olan caddelerde kurulmuş işyerleri..
Nasıl ruhsat alıyorlar?.. Ruhsatları yoksa nasıl çalışıyorlar, söyler misiniz?.
***
Sayın Topbaş, geçen hafta içinde Baltalimanı Tem bağlantı yolunu ilk defa kullandım. Gecekondu bölgesinden geçen muhteşem bir yol yapmışsınız.. fevkalade de işlevli.. Elinize sağlık..
Bunu yaparken Armutlu yöresinde yüzlerce gecekonduyu da yıktığınızı görmek mümkün.. Yıkımların bir bölümü bitmiş yolun çevre güzelliği adına devam ediyor hâlâ..
Güzel.. Bravo!..Ama tablo açık değil mi, Sayın Topbaş..Fakirin gecekondusunu hem de yüzlercesi ile yıkmaya yetiyor gücünüz.. Ama iş, zengini daha zengin eden galerilere, yani arkasında para ve de bir bölümünde karapara gücü olanlara gelince, suçu başkalarına yükleyip kaçacak delik arıyorsunuz..
Bay Kadir Topbaş!..
Siz İstanbul'un Belediye Başkanı değilsiniz!.. Recep Tayyip Erdoğan sizi istememekte haklıymış. İstanbul halkı (ki içlerinde ben de vardım) sizi destekler ve seçerken hata etmiş.. Mesele bundan ibarettir!..
Not: Yazıyı bitirip gazeteden ayrıldıktan sonra yeni bir haber geldi. Başkan Topbaş vekillik makamını iptal ederek, İdris Güllüce'yi görevden almıştı. Bu demektir ki AK Parti'de durumlar karışık. Yakında kokusu çıkar..