İSTANBUL Valisi Muammer Güler, doğrudan bana, bire bir, "İnsanların maç seyretme özgürlükleri ve güvenlikleri benim teminatım altındadır. İsterlerse rakip takım forması ile derbiye giderler. Güvenliklerini garanti ediyorum " dedi..
Ertesi gün basın toplantısında da ifade etti. Haftalar geçti. Beşiktaş-Fener maçında işlenen cinayeti beraber izledik. Maça valinin sözüne inanarak ve bireysel bilet alarak gelen Fenerliler üçüncü dakikada ayni valinin emri ile maçtan alındılar ve karakola gönderildiler. Suçları valiye inanıp derbiye gitmek, ya da suç işlemek üzere organize çete kurmak..
Hangisi?.. Sayın Güler karar versin.. Şimdi yapılması hemen gereken bir şey var..
Kulüplerin toplu bilet talep etmeyişleri, benim vatandaşlık hakkımı çiğneyemez. Benim Fener maçında Saraçoğlu Stadı'na gidemeyeceğime, Özhan Canaydın karar veremez. Ben biletimi alır stada girerim. Gerisi Emniyet güçlerinin işidir.
Ancak bu giriş fanatik rakip taraftarın arasında tek başına oturmak gibi bir gerzeklik gösterisi, Don Kişotluk olmaz tabii..
İl Güvenlik Kurulu toplanır. Derbilerde rakip seyirci kontenjanını belirler. Bu kontenjanda yer, kale arkasında ayrılır. İstanbul Emniyet Müdürü, biletlerini bireysel olarak Biletix'ten alıp buraya gelen rakip seyircinin, dolayısı ile maçın güvenliğini sağlar.
Türkiye'yi en geri kalmış ülke durumuna düşüren ve alçaltan "Rakip seyircisiz maç" kararı, okulsuz Maarif'den daha çirkin bir manzaradır.
Yeni derbiden önce yeni ve doğru kararlar alınmalı ve çok net şekilde açıklanmalıdır.
Açıklanmalıdır ki, bir daha böyle bir utanç yaşamayalım..