Harika bir 30 Ağustos gecesi yaşattı atv anahaber bize.. Ali Kırca'nın Kurtuluş Savaşı Destanı'ndan alınmış dizelerle açılışı, ardından geleceklerin işareti idi, en baştan.. Ardından, Müşfik Kenter göründü ekranın köşesinde..
Nazım'ın bu muhteşem destanının büyük bölümünü ezber bildiğim "Saatler" bölümünü okuyarak..
"Dağlarda tek tek
ateşler yanıyordu.
Ve yıldızlar öyle ışıltılı öyle ferahtılar ki
şayak kalpaklı adam
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
güzel, rahat günlere inanıyordu
ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
birden bire beş adım sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar.
O, saati sordu.
Paşalar 'üç' dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun kenarına kadar,
eğildi durdu.
Bıraksalar
ince uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe'den Afyon Ovası'na atlayacaktı."
Saatler Büyük Taarruz gecesini anlatır, 3.30'dan başlayarak, 5.30'a kadar..
Kuvay-i Milliye diye ilk yazdığında Nurettin Eşfak sorar soruyu..
"Saat kaç?.." Kurtuluş Savaşı Destanı adıyla yeniden elden geçerken, soran değişir..
"Mavi gözlü kumandan sordu,
Saat kaç?..
5.30!..
Başladı topçu ateşi ve fecirle büyük taarruz.."
Müşfik'i dinlerken gözlerimin önce nemlenmesine, sonra yaşların yanaklarımdan süzülmesine engel olamadım..
İki sebebten..
Bir defa bu şiir ağlatır.. Müşfik de nasıl içten, nasıl duygusal, nasıl dokunaklı okuyordu..
İkincisi..
Daldım gittim..
Bir masanın başında erkekler.. Yemekler bitmiş.. Masada kadehlerdeki içkilere eşlik eden birkaç meze kalmış, hepsi o..
Salona açılan kapılardan biri yatak odası.. Orada yatağın üzerine oturmuş iki çocuk var. Kapı aralık.. İçeriye ışık, içeriye o buz gibi kış gecesinde sıcak girsin için değil.. Masadaki erkekleri iyi duysunlar diye.. Erkekler şiir okuyorlar.. Ayni şiiri bölüm bölüm.. Ezberden..
Bu kaçıncı gece.. Kaçıncı okuyuş.. Çocukların uyku akıllarına bile gelmiyor. Hayatlarının en güzel olayı bu şiir geceleri çünkü..
Erkekler..
Babaları.. Fuat Uluç..
Aslan Amca.. Alpaslan Türkeş.. Ahmet Amca.. Ahmet Ellezoğlu..
..ve daha sonra 27 Mayısın sesi olacak Aslan Amcanın gür sesi..
"Mavi gözlü kumandan sordu,
Saat kaç?..
5.30!..
Başladı topçu ateşi ve fecirle Büyük Taarruz!."
Çocuklar.. Öcal ve Hıncal.. Biz..
Bandırma 1948!.. Paşa Bayırındaki evimizdeki her cumartesi akşamından biri.. Önce annemin enfes çilingir sonrası.. Sonra gün ışıyana kadar şiirler.. Çocukların dinleye dinleye ezberledikleri şiirler.. Genelde Nazım'dan.. Salkım Söğüt.. Bahri Hazer.. Destan!..
30 ağustos gecesi için nasıl bir ana haber girişi idi bu?.. Nasıl güzel düşünülmüş, nasıl güzel uygulanmıştı, Kurtuluş Savaşından elde kalan o silik, çizik, soluk, siyah beyaz, ama gerçek görüntülerle hazırlanmış klip eşliğinde Müşfik'le Saatler..
Yılmaz Özdil-Ali Kırca haberlerini çok eleştirdim bugüne dek..
Yeri gelsin gene eleştiririm.. Başardıklarında da, işte böyle, gözlerim yaşlı, ellerim kızarmış alkışlarım..
Bugüne dek ekranlarda gördüğüm, hatırladığım en muhteşem 30 Ağustos gecesini yaşattınız bana, dostlarım..
Var olun!..