"Ülkü" adını görünce davetiyede gitmeye karar verdim.. Ülkü.. Atatürk'ün küçük Ülküsü, manevi babası adına bir Cumhuriyet Balosu düzenliyor.. Gitmez miyim?..
Ankara Opera Balesi'nin gençleri hem de o yılların kostümleri ile bir vals gösterisi yaptılar.. Sonra da bir tango.. Öf ki, öf..
Bir sürprizi de defileydi, gecenin.. Gaye'nin birbirinden güzel kızları, çok ama çok hoş kostümler sundular... Genelde Cumhuriyet, Atatürk, Bayrak desenleri ile süslenmiş kıyafetler birbirinden güzeldi.. Barbarossa'nın cin (Jean) üzerine rengarenk çeşitlemelerine bayıldım.. Bugüne dek gördüğüm en çarpıcı cin koleksiyonu.. Enci'nin abiyelerinde Nihan'ın sunduğu beyaz elbise, rüya gibiydi.. Arada Nihan'la konuştuk.. Okul, mankenlik derken, bir de TV programı sunmaya başlıyormuş.. Çok yakında.. Okul ve televizyondan vakit kalırsa, Escada'nın Almanya defilesine katılacakmış. Kızı İtalyanlardan sonra, Almanlar da keşfetti.. Bizde hâlâ hızla eskiyenlere rağbet.. Bit pazarına nur yağacak ya.. Defileleri hazırlayanlar, seyirci arasında bir dolaşsalar, nasıl yanlış tercihler yaptıklarını görecekler.
Gecenin sonunda, Cumhuriyet Pastası, 10. Yıl Marşı ile kesildi.. Pastanın başında İstanbul Valisi Muammer Güler ve Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah da olunca, gece daha anlamlı oldu.
Ev sahipliğini Fashion TV Türkiye ile, babası Mustafa Süzer adına genç Baran yaparken, Çiğdem Tunç biraz fazla hamasi bir sunum yaptı. Sevgili dostum kızmasın, gene biraz fazla konuştu. Fazla konuşmak etkiyi azaltır, bir de yanlış yaptırır..
"Cumhuriyetin kızları ve oğlanları" deyiverince Çiğdem, terden bunalan podyum etrafında bir serinlik oldu, birden.. Bir de dizilerde mafya babası canlandırmaları ile ünlü Oktay Kaynarca'ya Atatürk rolü verilmesi, bize kadar ulaşan fısıltılara yol açtı..