Alkent sokakları nasıl güzeldi dün.. Hemen her balkondan bir bayrak sarkarak.. Yavaş yavaş sürüyor Ercan arabayı.. Ben bayraklara, ben Cumhuriyet'e, Cumhuriyet'e sahiplenen insanlara, keyifle, gururla bakıyorum..
Birden Melih'in yazısı geldi aklıma.. Melih Aşık'ın.. Daha birkaç gün evvel bir Ahmet Taner Kışlalı yazmıştı köşesinde.. Öldürülmesinin yıldönümünde.. Melih 2004'te yeniden başladı sanki köşe yazarlığına.. Bir silkindi.. Harika şeyler yazıyor, zaman zaman da kükrüyor. Muhalif sesin nerdeyse duyulmaz olduğu medyamızda, özgür ve gür bir ses, ne güzel..
Ahmet Taner Kışlalı idi yazısının başlığı.. Beş yıl olmuş, reziller Ahmet'i yok edeli..
Haberi aldığımda, telefonun başında "Neden" diye bağırdığımı hatırlıyorum..
"Neden.. Neden.." Günlerce bu soruyu sordum kendime.. Cevap bulamadım..
Yıllar geçmeye başlayınca, kafama dank etmeye başladı. Ahmet, Siyasal Bilimler ustası Ahmet, Cumhuriyet'i, Kemalizmi ve Atatürk'ü en iyi bilen, en iyi anlatan adamdı.
Birbiri ardına hem de kolay okunan kitaplar yazıyor, konferanstan konferansa koşarak, Anadolu'da her salona, her meydana giderek, Atatürk'ü anlatıyordu.. Kemalizmi anlatıyordu.. Cumhuriyet'i anlatıyordu..
"Ayrılıkları kaşıyarak bölünmeyelim.. Ortak noktalarımızın altını çizerek, Anadolu mozaiğindan tek bir ulus çıkaralım" diyordu..
Varlığında önemini fark etmemişiz.. Susturulunca ortaya çıktı, Ahmetsizliğin anlamı. Ahmet gidince meydan, anti Kemalistlere, Atatürk düşmanlarına ve Sevres'cilere kaldı. Melih Amerika'da tezgâhlanan yeni Türkiye politikasının altını çiziyor yazısında..
"Kemalizm ve laikliğin bayrağını taşımaktan vazgeçin. İslam toplumlarını uyandırmayın, sömürülen dünyaya örnek olmayın. Ilımlı İslam'ı kabullenin.."
Melih "Ahmet Taner Kışlalı bu şablona, bilgiyle, belgeyle, devrimci zekâyla karşı koyan soylu bir aydındı" diyor..
Ne kadar doğru dediğini de, Ahmetsiz günler gösteriyor..
Ah benim kalın kafam..
Meğer Ahmet "En doğru" seçimmiş, hainler için.. Meğer bombayı, hem de nasıl doğru adrese koymuşlar..
***
Melih, Ahmet'in "Atatürk ve Batı" adlı kitabından alıntı yapmış.
Prens Edward sömürge Hindistan'ı ziyaret ediyor. Karşılama felaket sönük.. Nerde eski kraliyet gezileri, nerde bu.. Edward, babası Kral'a yazıyor. "Gandi diye bir adam var. Galiba o örgütlüyor bu direnişi.."
Kral Beşinci George cevaplıyor: "Hayır oğlum.. Kraliyete baş kaldırının sebeblerini, Mustafa Kemal'in açtığı Kurtuluş Savaşı'nda aramak daha doğru olur.."