Abuzittinciğim, İstanbul 4'le sallanınca insanlar telaşlanmışlar. Evden dışarı fırlarken düşüp orasını burasını incitenler olmuş.. Telefonlar kitlenmiş.. Aportta bekleyen bilim adamlarımız da TV'lere koşup, depremlerle ilgili engin bilgilerini vatandaşlara aktarmışlar. Herzamanki gibi birinin "a"dediğine öteki "b" dediğinden İstanbulluların, endişeleri dineceğine kafaları iyice mi karışmıştır, onu bilemem...
Bildiğim bilim adamlarımızın "Bu depremin acaba beklenen büyük depremin ön habercisi mi, yoksa kendi başına özgün bi deprem mi?.. veya hiç biri değil de eski zelzelelerden kalma rötarlı bi artcı mı?" olduğu konusunda henüz anlaşamadıkları.. Onlar konuşadursun ben Gökova'da yaşayan biri olarak kendimi iyice "üvey evlat" yerine koymaya başladım Abuzittinciğim..
Yav biz insan değil miyiz?.. Buralarda yaşayanlar bu memleketin vatandaşı değil mi? Neredeyse hergün sallanıyoruz bi Allah'ın kulu çıkıp da "Datça yarımadasında da bi şi'ler oluyor.." diye tek laf etmiyor kardeşim.. Gökova'nın dibindeki fay hattı mı yerinden oynadı? Yoksa Kos'tan bu yana yeni bi kırık tabaka mı oluşuyor? Belki de Adalarla Çınarcık arasındaki fay hattıyla bizimkisi birleşmiştir? Bilim adamlarımız bunları da tartışsınlar!
Gerçi, tatilini Datça'da geçiren bi deprem uzmanı ".. galiba denizin içinden yanardağ fışkıracak" diye bi görüş belirttiydi ama sonra o da sustu. Heyecanımız kursağımızda kaldı!
Hep İstanbul, İstanbul, İstanbul.. Bizler de adam yerine konduğumuzu bilelim Abuzittinciğim.. Biraz da bizim kafamız karışsın.. Burada da telefonlar kitlensin.. Zelzele olurken herkes, gayet normal, işine devam ediyor. Balkondan atlayan bile yok. Çok acayip ve acı bi durum değil mi kardeşim?
Aynı acayip başka bi durum ben sana bu mektubu yazdığım sıralarda Erzincan'ın Ilıç'ın da yaşandı.. 4 nokta 3'le sallanmışlar Kaymakam bey "valla hiç bi şi hissetmedik" demiş.
Bu nasıl oluyor? İstanbul'dakinden daha şiddetli bi depremi Ilıçlılar nasıl hissetmiyorlar da sokaklara fırlamıyorlar? Yoksa bunlar depreme karşı şerbetlendiler mi?
Neyse, memleket bi baştan bi başa sallanadursun, "deprem şurası" da nihayet, "büyük felaketten" neredeyse beş yıl sonra toplanabilmiş.. Şura kararlar alacak da, bu kararlara göre kanunlar, yönetmelikler yapılacak da, bunlar yürürlüğe konacak da.. Uzun hikaye.. Ama şura üyelerinin ciddi biçimde çalıştıkları da bi gerçek. Toplantının ilk günü sonrası (İstanbul'da oluyor) bi şura üyesiyle gazeteci arasında şu konuşma geçmiş..
"Toplantı sırasındaki depremi hissettiniz mi?"
"Hayır depremi hissetmedik ama deprem sonrası önemli bi tesbitimiz oldu?"
"Ne gibi bi tesbit?" "İstanbul'da deprem sonrası telefonlar kitleniyor!."
Yani anlayacağın "şura iyi yolda" kardeşim.
Münasip yerlerinden öperim. Kardeşin Güneş