Eğer Levent Bıçakçı işe 6+2 formülünü yürürlüğe koyarak başlarsa.. Başlamadan biter.. 6+2, kendisinin başkan olmasında başrolü oynayanlardan Aziz Yıldırım'a ödenecek diyet uğruna, Türk futboluna ihanet etmenin şifresidir, çünkü..
6+2, bir Türk takımında Türk futbolcusuna sadece 3 yer kalması demektir.
Efendim diyecekler ki.. "Buradaki +2 sadece Avrupa maçları için.."
İyi ya işte.. Türk futbolcusu uluslararası deneyime nasıl ulaşacaktır?.. Uluslararası maç oynayarak.. Avrupa maçlarında kadroya bile giremeyen futbolcunun ulusal düzeyi aşması mümkün olabilir mi?..
2002'de Dünya Üçüncüsü olan milli takım, 2004 Avrupa Şampiyonası'nda tamamen kenar yönetimi fiyaskosu ile finallere bile kalamadı. 2006 Dünya Şampiyonası'na itibarımızı geri almak için gideceğiz. Gitmek için de elemeleri geçmek zorundayız. Geçmiş federasyon hatasından döndü ve o fiyaskoyu yaratan kenar yönetimini değiştirdi. Yeni bir hoca, Ersun Yanal, yeni bir ruh ve umutla takımın başına geldi..
Peki, milli takımın her zaman omurgasını kuran büyük takımları sekizer yabancı ile oynarken, Yanal takımını nasıl kuracak?..
İlginçtir.. 6+2'ye ilk itiraz etmesi gereken kişi Ersun Yanal, hâlâ sessizliğini koruyor. Bu da Yanal hakkındaki şüphelerimizi derinleştiriyor. Milli hoca ile uzun yıllar yakın ilişkiler içinde olan Ankaralı meslektaşlarımız "Ersun Hoca için erken karar vermeyin.. Bekleyin" tavsiyesinde bulunuyorlar.. Gerekçeleri.. "Ersun Hoca bir basamak yükselmek için her şeyi yapar, her şeyi kabullenir.."
Denizlispor'dan başlayan kariyeri, Tevfik Hoca ile bozuşması.. Önce Ankaragücü, sonra Gençler'i yarı yolda bırakması..
Bunlar hep örnek gösteriliyor..
Şimdi milli takımın başına gelerek merdivende çok yüksek bir basamağa tırmanmışken, federasyonun dümen suyunda gitmeyi kabulleniyor demek ki..
6+2'den en çok zarar görecek adamın susmasını, ısrarla susmasını başka nasıl yorumlayabilirsiniz?..
Levent Bıçakçı, Federasyon Başkanlığı'na kalkışırken, işe siyasal ödünler vererek başlamıştı. Geçmiş dönemlerde yeraltı güçlerinin futbola hem de nasıl bulaştığını iyi bildiğimizden, güçlü bir federasyon uğruna heyete hükümetin doğrudan temsilcilerinin girmesini, bir dönemlik kabullenmiş, futbolun karalardan temizlenmesi, aklanması uğruna bu ödünün hatta yararlı olabileceğini düşünmüştük.
Ama anlaşılıyor ki, Bıçakçı'nın orada durmaya niyeti yok.. Borçlarını sonuna kadar ödemeğe kararlı..
6+2 yüz karası, bunların daha ilki.. Gerisi de gelecek, öyle görünüyor. Türk futbolunun Ulusoy'dan kurtulma uğruna yaptığı tercihe bakar mısınız?..