SAYGIN bir bilim adamıdır Emre Kongar.. Fevkalade hoşsohbettir. Keyifli yazılar yazar. Bu ülkenin aslında ilk Ombudsman'ıdır bilir misiniz.. Uzun bir süre Hürriyet'i hergün ilanlarına kadar izlemek ve genel yayın müdürüne rapor hazırlamakla görevliydi. Yani sosyologluğu kadar, medyanın da çok içindeydi. Bana sorarsanız, bu ülkenin gelmiş geçmiş en başarılı Kültür Müsteşarı idi. Kifayetsiz bakana rağmen yaptıkları kitaplara sığmaz. Emre Hocam da bir hata yaptı ve Ayşe Arman'a konuştu. Eeee.. Bu ülkede konuşursan başına her şey gelir.. Dün baktım.. Ahmet Hakan "Emre Kongar benim için bitti" diyor.. Emre Aköz de sosyologluğunu bitirmiş, aniden.. İşte Emre Hocamı bitiren görüşlerinden bir alıntı: "Türk basınının en renkli, en dürüst, en etkili ve en birikimli insanlarından biri. Yaşamı dolu dolu yaşadığı için, onu da olduğu gibi sütununa yansıtıyor. Tabii okunabilir olmak için bazen düşündüğünden ve duyduğundan daha sivri ifadeler kullanıyor. Ama Hıncal Uluç'u fevkalade önemsiyorum ben. Çünkü erozyona uğrayan, yozlaşan değerlerin düzgün ve doğru olanlarının savunucusu, Dürüstlükten, vefadan, bilimsellikten ve kültürden yana. Ha birçok şeyi eleştiriyor. Eleştirecek tabii. Ama baktığınız zaman, Hıncal Uluç 'En Yüce değer paradır' demeyen, 'Vefadır, dostluktur!'diyen bir adam. Bugün Türkiye'de savunulması gereken değerlerin simgesi halinde. Kendisiyle iftihar edilmesi gerekir." Emre Hocama bol teşekkürlerim ve bir itirazım var. "Okunabilir olmak" gibi bir sıkıntım yok. Çünkü böyle sıkıntılar geri teper. Bazen düşündüğümden sert ve sivri yazdığım teşhisi doğru.. Eğer yüz kişi isek.. Ve de 99'u "Kara" diyorsa, benim "Gri, açık gri, krem rengi" demem yeterli olmuyor.. "Ak" demek zorundayım.. "Bembeyaz!.." 99'a karşı tek başına olduğunda, terazinin öte kefesine fikirlerini tüm sivriliği ile koymalısın ki, tartışmada sesin duyulabilsin, kuru gürültüde kaybolmayasın..