Akbaba'nın Üç Günü'nü bilir misiniz?.. Romanlara varıncaya kadar her şeyi tarayarak, dünyada, özellikle Ortadoğu'da olup biteceklerin izlerini arayan bir CİA dairesinin öyküsüydü hani.. İstihbarat faaliyetlerinin nerelere kadar uzandığının bir gösterisiydi roman, film.. Şimdi sıkı durun.. Remzi Kitapevi, Robert Ludlum'un "Janson Talimatı" adlı kitabını kasım ayında yayınladı.. Ardından İstanbul'da dört bomba patladı.. Ne alaka.. Şu alaka.. Dün az daha koşu bandından yuvarlanıp, kafamı kırıyordum.. Koşu bandımın önüne bir kitap yeri yaptım. Yürürken, koşarken okumak için.. Dün yeni bir romana başladım.. İşte bu Janson Directive.. Benim okuduklarımı siz de okuyun bakalım.. Roman bombaların patlaması ile başlıyor.. Doğu ülkelerinden birinde.. Halife diye bir adam var.. Hasan Sabbah, ya da Usame bin Laden örneği.. Adamlarını ölüme gönderiyor. Şimdi aynen naklediyorum.. "Halife birkaç saat önce komutanlarına 'Sizler ya da askerleriniz bu gece ölebilirsiniz' demişti. 'Bu olduğu takdirde şahadetiniz sonsuza kadar hatırlanacak. Analarınızın, babalarınızın ve çocuklarınızın günahları affedilecek. Anınıza türbeler inşa edilecek." Şimdi sıkı durun.. Asıl şimdi sıkı durun.. "Batının terörist olarak görüp lanetlediği bu adamlar aslında şevkli ve cesur insanlardı. Terörün asıl kaynağı olan Batı'nın onları terörist olarak adlandırması, kirli emellerini saklamaya çalışmasından başka şey değildi." Batılı diplomatlar dünya atlasını önlerine alıp bir çocuk oyuncağı gibi oynamış, milyonlarca insanın yaşamını karartacak, her yere karmaşa getirecek hatlar çizmişlerdi. Bunun adını da özgürlük koymuşlardı. Yirminci yüzyılın büyük yalanlarından biriydi bu.." "Bir intihar bombacısı ne zaman bir önemli kişiyi öldürse Batı medyası 'Anlamsız cinayetler' diye ayağa kalkıyordu." Şimdi hatta birine sımsıkı tutunun ki, ayakta kalabilesiniz.. Bakın nasıl devam ediyor, Ludlum.. "En çok ses getiren olaylar sivil hedeflere yöneltilen bombalı saldırılar olmuş ve bunların hepsi bizzat halifenin kendisi tarafından planlanmıştı. Kapalı kasa kamyonetler uluslararası bir kargo şirketinin amblemleri kullanılarak şüphe çekmeyecek şekle sokulmuştu. Benzine batırılmış nitratlı gübre yüklü kamyonetler her yana ölüm taşımıştı. Son on yılda dünyanın en fazla kınadığı şey bu olaylardı, ama bu tam bir iki yüzlülüktü. Çünkü savaş kışkırtıcılarının ayağına gelmişti."
***
Gübre ile hazırlanan bombalar ve intihar kamyonetlerine kadar tarif etmiş, Ludlum İstanbul saldırılarını dostlar.. Bu kitap kasım başında Türkiye'de piyasaya çıktı. İstanbul'u kana bulayan dört bomba kasımda patladı.. CIA'in romanları tarayarak analizler yapan birimi hala çalışıyor mu acaba?.. Ya da, bizim MİT'in böyle bir dairesi var mı?. MİT bu romanı okumuş mu?. Dün tam bu noktada okumayı bıraktım.. İleride olup biteceklerden sizi haberdar edeceğim.. Okudukça.. Koşu bandından yuvarlanıp kafamı kırmazsam..