G.Saray önde baskılı atak yaparak alışılmış maç başlangıçlarını yine dün gece de sürdürdü. Bu defa çok erken 2 gol ile önemli bir avantaj yakaladı. İki tane büyük hata ile gol yiyen Samsunspor'un 'iyi kapanıp, oyunu tutup kontralarla etkili olalım' taktik stratejisi iflas edince hücum ağırlıklı bir oyuna geçtiler. Galatasaray da 2 farklı skor avantajını hesap ederek kontrol futbolunu ön plana aldı. Samsunspor'un hücum girişimleri, mecburen yerleşmiş savunmaya karşı gelişiyordu. Bu durumda birkaç tehlike yarattılar ama maçı havaya sokacak golü bulamadılar. Bir de karşılarında Muslera faktörü vardı. 2. yarıda benzer biçimde Galatasaray'ın işi kontrol altında tutan rölanti futbolu ile devam etti. 2 tehlike yaşadılar, buna karşılık yakaladıkları iki pozisyon rakiplerinden çok daha netti. Sonuçta Galatasaray yine istediğini aldı. Dün gece başta Nelsson olmak üzere defans bloğu görevini iyi yaptı. Takımın hücumda ateşleyici gücü, formunun zirvesine çıkan Barış Alper'di. Hem iyi oynuyor hem de güçlü. Ama ilk yarıda rakibinin ufak bir temasında büyük darbe yemiş gibi bağırarak kendisini yere atması hiç yakışık almadı. İcardi adeta yürüyerek oynuyor. Sınırsız krediye sahip olduğundan dün yine 90 dakika sahadaydı. Benim futbol mantığımla bağdaşmıyor. Ama Okan Buruk'a bu eleştiriyi yapsanız, vereceği cevap belli, "Her maçı kazanıyoruz, İcardi önemli ilk golün asistini yaptı" der. Son parantezi Nelsson için açmak istiyorum. G.Saray'a geldiğinden beri istikrarlı başarılı bir performans çiziyor. Bu sene Sanchez'in gelmesiyle uzun süre yedekliğe mahkûm edildi. Çok da üzüldü... Sonra eline fırsat geçti ve yine çok başarılı. İşte takdir edilmesi gereken gerçek bir profesyonel.