Galatasaray dün gece galibiyet golünü 89. dakikada attı. Maçı seyretmeyenler Galatasaray'ın kötü bir futbol sergilediğini düşünebilirler ama tam tersiydi. Bana göre bu sezonun en tempolu, en etkili, en pozisyon zenginliğine sahip olduğu bir lig maçını oynadılar. İlk dakikadan itibaren rakibi kendi sahasına hapsettiler. Ama futbol her zaman söylediğim gibi ilginç bir oyun. Gaziantep kazandığı bir duran topun devamında stoperinin ortaladığı topta diğer stoperiyle skor avantajı yakaladı. Sonra Galatasaray devre sonuna kadar bastırdı. İkinci devre Okan Buruk'un, Zaha'yı sahaya sürmesinden sonra adeta 5 forvete dönüldü, orta sahada bir tek Torreira kaldı. Ama öyle bir yoğun baskı kuruldu ki rakip ne bir kontratağa çıkabiliyor ne de 3-4 pasla dinlenme şansı bulabiliyordu. Bütün dönen toplar Galatasaray'daydı. Ardından beraberlik golü geldi. Maçın son dakikasında da Barış Alper, 1988 Avrupa Şampiyonası finalinde Marco van Basten'in attığı mükemmel gol benzeri gol ile takımı önemli bir galibiyete taşıdı. Torreira müthiş oynadı, adeta her yere bastı. Galatasaray'ın 5 topunun direkten döndüğünü de unutmayalım. Bu kadar yoğun baskıda İcardi'den gol sesi çıkmamasının tek nedeni fiziki yetersizliğiydi. Dünkü maç için söylemiyorum ama Okan Buruk da çok şanslı bir teknik adam. Artık düşünmediği Halil'i oyuna alıyor, 15 saniye sonra beraberliğin asistini yapıyor. Son dakika golüyle de ümitlerin tükendiği anda Barış Alper sahneye çıkıyor. İçerideki son 3 maçta hep tek farklı galibiyetin golleri son anda geldi. Gaziantep iyi savunma yaptı. Ama onun dışında diğer yapılması gereken şeyler yapılamadı.