Jesus'un sahaya sürdüğü ilk 11'in iyi ve organize bir futbol oynayıp oyunu kontrolü altına alması mümkün değildi. Her zaman eleştirdiğim baş ağrıtan 3'lü defans, orta sahada önemli özelliği olmayan Arao, yanında maç eksiği olan ve sinir küpü Mert Hakan, ileride de sakatlıklar yüzünden fizik açıdan çok yetersiz Pedro. Bu tabloda ilk yarıda sadece mücadele vardı ama neyse ki Fenerbahçe'de Arda Güler vardı. Önce çok akılı bir topla Valencia'yı kaleci Mert'le karşı karşıya bıraktı, Valencia değerlendiremedi. Sonra seri mükemmel hareketlerle takımına penaltı kazandırdı. Ardından da zor geçmesi beklenen ikinci devrede mükemmel zamanlamalı bir pasla Valencia'yı net pozisyona soktu. Bunun sonucunda da penaltı kazanıldığı gibi bir de Beşiktaş 10 kişi kaldı. Ama penaltı kaçtı.
Kendi sahanda oynuyorsun, arkanda büyük bir seyirci desteği, penaltı kaçsa da 1-0 öndesin ve rakip bir kişi eksik. Bu dakikadan sonra sezon başından beri başına büyük işler açan 3'lü defans uygulaması ve defans bloğunu çizgi halinde öne çıkarma yanlışı, arka arkaya Beşiktaş'ın gollerini gündeme getirdi. Fenerbahçe'nin stoperleri rakibi değil birbirlerini marke ediyorlar. Fenerbahçe'de yapılan değişikliklerle takımın oyunu tamamen çok bilinmeyenli denkleme dönüştü ve sonunda 4 gollü bir mağlubiyet geldi.
Ve sonuçta 10 kişilik takımdan galipken 4 gol yiyen bir Fenerbahçe. Bu maç Jesus'un iflas ettiğinin belgesidir. Beşiktaş'ı ve Şenol Güneş'i kutlamak lazım. Bu çok önemli galibiyet. Şenol Güneş'in ilk 11 hatasını görmezden gelmemek gerekir. Böyle kritik bir derbiye Redmond gibi formda önemli bir oyuncun varken hazır olmayan Ghezzal'la başlamak son derece yanlıştı. Redmond sahanın yıldızıydı. Cenk de attığı iki golle arkasından geldi.