Ermenistan, üst düzey fizik kondisyona sahip, çok sert oynayarak rakibi bozan bir takım. Böyle bir ekibe karşı bir de skor dezavantajına düşünce işler zorlaştı. Mecburen riskli oynuyor, üretkenlik sağlayamıyorduk. Üstelik Ermenistan hücum planlarında da önemli gelişme sağlamış. Bu açıdan tehlike çanları çalıyordu. Neyse ki uzaktan attığı goller önemli özelliklerinden biri olan Orkun, devrenin sonlarında skora dengeyi getirdi.
İkinci yarıya Kuntz, gerekli değişiklikleri yaparak başladı. Kontrolü ele aldık, iki kanat da işlemeye başladı, sonra bir faul de Enes'in uyanıklığı ve Kerem'in zamanlamalı koşuyla topla buluşup attığı güzel plase ile öne geçtik. Ondan sonra rahatladık ancak son 20 dakikada zaman zaman tehlikeler yaşadık. Bunun da en büyük nedeni, Milli Takımımız'da senelerdir bir kadro istikrarımızın olmayışı. Bu yüzden de kolektif yapı oturtulamıyor. Pas trafiğiyle oyunun temposunu ayarlayamıyoruz. Dün gece bu gerçek hem de Ermenistan gibi bir rakip karşısında ortaya çıktı.
Onur Bulut çok iyi çalıştı. Enes müthiş mücadele etti, pres yaptı, ikinci golün asistini gerçekleştirdi. Ayrıca sürekli faullerle dayak yedi, sonra da bir deparda sakatlandı.
Gelelim Kuntz'a... Hiç alışık olmadığımız üçlü defans uygulanır mı? Üstelik de ciddi maç eksiği olan Merih ve Çağlar ile birlikte. Bundesliga lideri Dortmund'un direkt oyuncusu olan Salih Özcan da ilk yarı kulübede kaldı!