Zorluk derecesi yüksek, korakor temaslı bir maç izledik. İlk devre iki takım da oynamayı istiyordu. Gel-gitli bir mücadele oldu. Zaman zaman tempo yükseldi. Bu yarıda Galatasaray'ın tehlikeli atakları daha çok Adana Demirspor'un geride prese karşı riskli pas yapmasından kaynaklanıyordu. Adana Demir de 2-3 defa tehlikeli girişim yaptı. 2. yarıda ise ilk devrenin aksine bir mücadele izledik. Galatasaray oyunu ciddi biçimde domine etmeye başladı. Rakip kaleyi sürekli tehdit ediyorlardı. Buna bir de Adana Demirspor'un 10 kişi kalması eklenince Galatasaray'ın gol iştahı daha da arttı. Fakat bu defa karşılarına başka bir handikap çıktı. Riskli oynayıp geride her an önemli hatalar yapan Adana ekibi, 1 kişi eksildikten sonra uzun top oynayıp, geride kalabalık kalınca Galatasaray'ın pozisyon bulması zorlaşıyordu. Buna rağmen iki kritik pozisyon oldu. Ama 10 kişiyken son dakikalarda gol de yiyebilirlerdi.
Galatasaray'da 3 kişi çok iyi oynadı. Nelsson, Torreira ve Boey. Sacha Boey diğer maçlar kadar çok bindirme yapmasa da yine etkili denemeleri oldu. Tabii ki büyük kaleci Muslera'yı da ilk yarıdaki müthiş kurtarışlarıyla da gözardı etmeyelim.
Adana Demirspor'a gelince teknik direktör Montella bana göre önemli hatalar yaptı. Galatasaray'a karşı geriden o kadar riskli pas alışverişi büyük hataydı. Ayrıca kadrosunda 3 tane santrfor varken 60 dakika santrforsuz oynadı. Bir de Onyekuru gibi bir kozunu Boey etkisiz hale getirmişken hiç kanadını değiştirmeyi düşünmedi. Adana iyi oynamadı ama yürekten mücadele etti. Bana göre takımın en iyisi uzun süredir yedek bekleyen stoper Semih Güler'di. Stambouli'nin ikinci sarı kartı Halil Umut Meler kalitesindeki bir hakeme hiç yakışmadı.