GALATASARAY, Alanyaspor karşısında ilk yarıda olumsuz bir futbol sergiledi. Saha içi organizasyonu yeterli değildi, etkili hücum girişimleri hiç gündeme gelmiyordu. Transferde kayıpları olan, yerleri doldurulamayan ve bu yüzden de lige geçen seneki görüntüsünden çok uzak başlayan Alanyaspor, geçen haftaki Göztepe benzeri iyi yerleşimli alan savunmasıyla 37. dakikadaki gole kadar rakibine hiç pozisyon vermedi.
Galatasaray orta sahasında, Belhanda ve Emre'nin birlikte oynaması yüzünden defansif bir zafiyet vardı. Ama Alanyaspor'un takım olarak organize çabuk çıkışlarla bunu değerlendirecek bir ofansif gücü yoktu. Sonunda Galatasaray bir duran topta Fernando ile golü buldu.
İkinci yarı başında da fark ikiye çıkınca her şey güllük gülistanlık oldu. Zayıf bir takım görüntüsündeki Alanyaspor, morali bozulup mecburen savunma tedbirlerini de terk edince maç farka gitti. Emre Akbaba, ilk yarıda etkisizdi ama sonra ikinci yarıda rakip de açılınca sanki Galatasaray'ın sürekli oyuncusuymuş gibi sahaya ağırlık koydu ve iki de güzel gol attı. Onyekuru çok çalıştı, araştırdı, birçok yapmak istedikleri ters gitti ve sonunda bir gol bularak çabasının karşılığını aldı. İlk üç haftada Fenerbahçe'nin 6 puan, Beşiktaş ve Başakşehir'in de 3'er puan kayıplarıyla Galatasaray çok erken de olsa avantaj elde etti. Galatasaray'ın mükemmel bir kalecisi var. İki iyi beki var. Şu sıra sakatlığı bulunan Rodrigues bana göre takımın en önemli hücum silahı. Ndiaye geldi, bir de iyi bir santrfor gelirse Fatih Terim gibi deneyimli ve başarılı bir hocayla yol açık görünüyor. Hakem Halil Umut Meler'in en rahat olduğu 4-0'lık bir dönemde yanlış bir penaltı kararı vermesi ve VAR ile düzeltmesi kendisi adına talihsizlikti.