Prandeli sonrası Florya'da hızla yaşanan pozitif değişimin şifresini, "Sevgi ekersen başarı biçersin" şeklinde yorumlamıştım. Galatasaray'ın İtalyan hocalar döneminde unuttuğu "Aile olabilme" özelliği Hamzaoğlu ile yeniden yeşerdi. Muslera'nın "Sıcakkanlı. İyi insan. Futbolcuların dilinden anlıyor" dediği Hamza Hoca'nın sihirli dokunuşları nelerdi?
1- Oyuncularına kendisini tanıtırken ilk günden itibaren samimiyetini ortaya koydu..
2- Çalışma şeklini ve oyuncuların neler yapmasını isterken herkesin çizgilerini belirledi ve yetkilerini ona göre de dağıttı..
3- Oyuncuların kalitelerini ve neler yapabileceklerini kendilerine hatırlattı. Takım içindeki dağınık olan bütünlüğü yeniden inşa etti. Ayrıca her oyuncunun "Biz" diye düşünmesini ve hareket etmesini sağladı.
4- Prandelli döneminde ayrı ayrı gruplar halinde çalışan oyuncuları aynı ortamda buluşturup birlikte çalışmalarını sağladı, grupçuluğu bitirdi ve oyuncuların özgüvenini yükseltti. Kendisi de çift kalelerde yer alarak oyuncularla daha sık birlikte olmaya ve iletişim kurmaya başladı.
5- Kadro istikrarına önem verdi. Sistemi belirledi. Korkak oynayan, geriye kaçan takımı cesaretli oynamaya ikna etti. Önde basan, top rakibe geçtiğinde takım halinde savunma yapan bir Galatasaray yarattı. Zaten Galatasaray'ın genlerinde geriye kaçarak değil hücum ederek kazanmak vardır..
Hamza Hoca ligde ve kupada toplam 8 maçta 7 galibiyet 1 beraberlik alırken ligde 13 gol, kupada 17 gol attı. Ligde ve kupada 4'er toplamda 8 gol yedi. Sonuçta Hamza Hoca işbaşı yaptığında Galatasaray'ın averajı eksi 1'di.. İlk yarı tatiline Galatasaray artı 8 averaj ile girdi.
Hamza Hoca'nın bir büyüğü olarak lige başlarken bir uyarımı bir atasözü ile yapacağım.
"Kimse senin dalgalarla nasıl boğuştuğuna bakmaz.Herkes senin gemiyi limana getirip getiremeyeceğine bakar..."
Galatasaray'ın Diyarbakır Belediye karşısında aldığı yenilgiyi büyütmemek gerekir. Bu tür kazaları her büyük takım yaşar. Ancak; görünen köye bakınca, Galatasaraylı oyuncuların zihinsel ve fiziksel olarak tatilde geriye gittiklerini söyleyebilirim. Üç büyükler arasında en uzun tatili Galatasaraylı oyuncular yaptı.. Antalya kampı kısa sürerken kötü zeminde oynanan iki maç pahalıya patladı ve Semih-Burak gibi iki önemli oyuncu haftalar süren sakatlıklara maruz kaldı. Gerçek şu ki; Hamza Hoca'nın "Tatilde çalışmak" üzere verdiği programa çoğu futbolcular uymamış, dalga geçmiş. Dilerim; Diyarbakır yenilgisi oyuncular için "Bir musibet bin nasihatten evladır" sözü gibi olur ve bulutlarda gezinen ayakları yere bastırır..