Hamza hoca'yı İzmir'den tanırım. İnsan olarak dört dörtlüktür. Çalışkandır.. Saygılıdır. Kibardır.. Sevgi doludur.. Ayrıca insanları kırmamaya özen gösterir.
Hamza Hoca "Hayır" sözünü gerek duymadığı sürece kullanmaz.. Hamza Hoca'nın tıpkı Milli Takım'da görev yaparken Abdullah Avcı'nın düştüğü hataya düştüğünü görüyorum. Çok fazla konuşmak, çok fazla TV'ye çıkmak yıpratıcı olur.
Lider Fenerbahçe'nin hocası İsmail Kartal'ın tatilde bir basın toplantısı dışında görsel ve yazılı medyaya çıktığını görmedim.
Hamza Hoca sık sık çıktığı programlarda değişik sorulara muhatap oldu. Bazen "Tuzak" sayılacak sorularla karşılaştı. Ama hepsine dürüstçe cevap verdi. Galatasaray'daki pozitif değişimi herkes merak ederken bu gizemi deşifre etmenin bence anlamı yok. Çünkü çok konuşmak çok hataya gebedir. Akıl karışır. Etki altında kalınabilir. Terim'in bile savunmada oynatmadığı Melo'yu savunmada düşünmek bu sohbetler sonucunda bilinç altına yerleşen bir hamledir..
Felsefesinin "Az laf çok iş olmalı" olması gerektiğini düşündüğüm Hamza Hoca'ya Mahatma Gandhi'nin bir sözünü hatırlatmak isterim:
"Sözlerinize dikkat edin düşüncelerinize dönüşür.. Düşüncelerinize dikkat edin, duygularınıza dönüşür.. Duygularınıza dikkat edin, davranışlarınıza dönüşür..
Davranışlarınıza dikkat edin, alışkanlıklarınıza dönüşür.. Alışkanlıklarınıza dikkat edin, değerlerinize dönüşür. Değerlerinize dikkat edin, karakterinize dönüşür.. Karakterinize dikkat edin, KADERİNİZE dönüşür.."