Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BÜLENT TİMURLENK

Fişi çekmeliydi

Bir futbolcunun eski takımına karşı oynayacağı maç öncesinde ya da bir teknik direktörün bir zamanlar çalıştırdığı ya da futbolcusu olduğu takıma karşı sahaya çıktığında mesnetsizce yapılan ahlak sorgulamaları sadece bizim futbolumuzda var. Avrupalılar bu türden eşleşmelerden güzel hikâyeler, arşiv fotoğraflarla maça giderken bizdeyse "satacak" totosu oynanıyor maalesef. Bir mahlas altında yapılan bu terbiyesizliklerin bir cezası varsa da kimse o cezayı çekmiyor sonuçta. Evet Kaan, Jakobs yok. Jelert güven vermiyor. Yine de G.Saray'ın üçlü savunma tercihi takımın iki buçuk sezondur 4-2-3-1 ile sağladığı akışkanlığı da ortadan kaldırdı. Arda Turan, merkezi kalabalık tutunca Bodrum maçında olduğu gibi 3-4-2- 1'de Mertens ve Yunus, sıkışıp kaldılar. Üretkenlikten uzaktılar. Ve iş Barış ve Sallai'nin bire birlerine kalmıştı. Üç gün sonra maça çıkıp bir de geriye düşerseniz işiniz zordur. Her şeye rağmen G.Saray ilk yarıda Berke'nin kurtarışları olmasa 3 gol bulabilirdi. Yedisi isabetli 12 şut, Berke'nin 6 kurtarışı… 47'de erken öne geçtikten sonraki 15 dakikada Galatasaray'ın rakibin fişini çekmesi gerekiyordu. Berkan üçlü savunmanın sağında saatli bombayken Arda Turan'ın doğru hamleleri, Barış'ın hücumda saç baş yolduran tercihleri oyunu 2-2'ye getirdi. Osimhen'in atletizmine ve iştahına rağmen G.Saray'ın, Icardi'nin net vuruşlarını aradığı kesin. Sakatlıklar ve yorgunlukla zımparalanmış G.Saray için bu 2 puanlık kayıp normal gibi görünse de önümüzdeki hafta Sivas'a giderken derbinin olduğu haftada farkın daha da azalmasını sağlayabilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA