İspanyolların futbol literatüründe bir tabir var: "Bestia Negra". Real Madrid'in Barça'ya 90'ların başında iki şampiyonluğu kaptırdığı, Barça'nın önünü açan Tenerife ya da Barça'yı yıllarca üzen Real Sociedad gibi... G.Saray için de "Kara Bela" Alanyaspor idi –bir de Giresunspor- ligin yakın geçmişine baktığınız zaman…Başına bela almak istemiyorsan en garanti kadroyla mı çıkarsın; yoksa Man. United'ın başına bela olmak istiyorsan rotasyona mı gidersin? Okan Buruk evinde elbette ikincisini tercih etti. Milli takımdan dönenler bir nefes alsın gerçeği bir tarafa, idmansız İcardi'nin sahada olmasının oksimoronu bir tarafa. Kapalı savunmaları açmak için çalıma, ara pasına ihtiyacın var ama bir o kadar da topa yeniden sahip olmaya. Dün G.Saray rakibine geçiş hücumu izni vermezken topu geri kazanma hızıyla maçı kazanacağını gösterdi; gerisi ise tabela… Kağıt üzerinde Kazımcan, Barış Alper olağan şüpheli, sağ kanada devrik oynayan Mertens ilk 20'de soldan Zaha'nın üzerinden yüklenen takımında flu olan adamdı. Kadraj değiştiğinde Belçikalı sahneye çıktı ve önce asisti sonra da Napoli günlerine selam çakan golüyle maçın fişini çekti. İcardi'nin gol ve asistle suskunluğunu bozması, Torreira'nın müthiş istikrarı ve Ndombele'nin kalitesinin üzerindeki kilo ambalajını yırtması G.Saray için Manchester United sınavı için önemli artılar, Sanchez'in sakatlığı ise bir ünlem… Aslan'ın şöyle hiç değişmeyen bir huyu var: Şehirde kendisine çemkirenlerin önüne sahada, pardon ormanda bir leş bırakıyor…