Burak Yılmaz bütün futbolculuk kariyeriyle diyelim ki Fen Lisesi birincisi bir adam ve Tıp Fakültesi'ni kazanmış. Beşiktaş yönetimi de tıpta birinci sınıf öğrencisine demiş ki: "Gel kalp ameliyatı yapacaksın." Burak da futbolu bıraktığında "Bize Pro Lisans'ta kolaylık sağlanması lazım. Milli oyuncuyuz" demişti zaten. "Beni kan tutmaz" misali Profesör Şenol Güneş gidince almış eline neşteri. Bu takımın birinci kalecisi Mert, kalede neden Ersin var, Chamberlain haftalardır forvet arkasında iyi futbol oynuyor neden sol kanatta, Rosier derbiyi gayet iyi oynamıştı, neden kulübede, Tayfur ilk 11 seviyesinde oyuncu mu, bu kadar "Anti"- Rebic'liğe gerek var mı?" sorularının muhatabı esame listesinde yazan Hari Vukas olmalı değil mi? Burak Yılmaz değil (!) İlk yarıda iki isabetli şutu olan Beşiktaş karşısında taraftarı önünde varlık gösteremeyen Antalyaspor, 1-0 geride gitmeyi başardığı ilk yarının ardından önceki günkü Trabzonspor gibi döndü sahaya. 10 dakikada üç gol bulan Pro-Lisanslı Joao Tralhao'nun talebeleri kenardaki Nuri Şahin'in direktifleriyle ilk 45'te kullanmayı akıl etmedikleri rakibin merkezini imha ettiklerinde, Beşiktaş cephesinde stoper ikilisi, Bakhtiyor-Necip ikilisiydi. 11 haftada 4. mağlubiyetini alan ya da sağ açıktan bozma sol bek Erdoğanlı Antalyaspor'a teslim olan Beşiktaş'ta bir matruşka bebeği sendromu var. Eleştirilen yönetimlerden yeni başkan çıkıyor, o başkanın yönetiminden, yeni başkan adayları gelecek planlarını açıklıyor…
Başarısız olduğu için ayrılık kararı alan teknik direktörün ekibinden onun hatalarına ortak bir antrenör teknik adam oluyor kulübede ve Aboubakar'ın 10 gündür karnı ağrıyor… Matruşkanın içinden bir ufak boyu çıkar. Bu da tükenen umutlar..