Bugünden geçen sezon baktığınızda F.Bahçe'nin şampiyonluğu üçlü defans oynadığı maçlar yüzünden kaybettiği altı kalın çizilmiş bir sonuç cümlesi gibi görünebilir ama sarı-lacivertli takım ilk maçında Ümraniye karşısında dörtlü oynadığında sorun diziliş değil oyuncu kalitesiydi. Yıldız sahada değil kenardaki teknik adam Jesus idi. O kadronun iki hafta sonra üçlü defansla ligin iyi takımlarından Adana Demirspor'a 4 gol attığını hatırlayıp, o günlerin kadrosundan dün gecenin 11'ine sadece Altay ve Ferdi'nin gelebildiğinin de altını ben çizeyim. Altay'ın da kaleyi kaybedeceği düşünülürse farkı ortaya koyması gerekenler yıldızlardı. Dün ikisi sahada, ikisi tribündeydi. Cengiz ve Fred tribünleri selamladılar, Dzeko ve Tadic de ilk 20 dakikadaki tabelaya etkileriyle farka gidecek bir maç havası yarattılar. Ne oldu da peki oyun son dakikaya bıçak sırtı 2-1 ile girdi? Pasla çıkan ve Dzeko'nun da derine gelmesiyle sağlam pres yiyen Gaziantep uzun vurmaya başladı. Osayi sakatlandığında Tadic ile Ferdi iş birliği sona erdi. Maxim'in ihaneti elbette ki ev sahibinin işini kolaylaştırmıştı ama Altay yine basit gol yedi. İsmail Kartal, 10 kişi kalan rakibi karşısında Batshuayi hamlesini 46'da yapabilirdi tabii Mert Hakan sakatlanmadıysa. İkinci yarıdaki oyunda Oosterwolde'nin pozisyon bilgisinin eksikliği kadar Tadic'in sanırım Kartal'ın verdiği özgürlüğün defoları vardı. Tadic tecrübesinde bir ismin saha liderliğine soyunması beklenen bir durum ama son 20'de kendini göbeğe atarken arkasındaki genç sol bekle de bağlantısı koptu. F.Bahçe, Cengiz ve Fred ile bir başka takım olacak. Kırılgan oyuna rağmen 3 puanla başlamak oyunun artılarından çok daha fazlası elbette…