Bir maçın son düdüğünün ardından dökülen sevinç gözyaşları ya da kaybedilen bir kupanın, şampiyonluğun ardından yaşanan hayal kırıklığını ıslatan damlalar hayatımızın bir parçası ve normaliydi. Oyuna tutkuyla bağlı olanlar içlerini başka nasıl boşaltabilir ki? Lakin bir maçın başında, daha dakika 4.17 iken tribünde ya da ekran başında insanlar niye gözyaşı döker ki... Sahaya yağan oyuncakların bugün, yarın deprem bölgesinde binlerce çocuğu gülümseteceğini bilirken bile dolan gözlerin aslında o anda 6 Şubat sabahına, o ilk haftaya döndüğünü hepimiz biliyoruz... Bir duygu seline kapıldı gitti futbolcular. Hain terör saldırısı nedeniyle ertelenmiş ve deprem acılarımız yüzünden bir 12 gün daha beklemiş bir 90 dakikada kimin kötü oynadığının altını çizmenin manası yok. Dün hem Beşiktaş hem de Antalyaspor formasıyla sahaya çıkan 11'leri bir arada göremeyeceğiz çünkü ara transferde gelenleri ve gidenleriyle bambaşka birer takımlar var teknik adamların kafasında..
Mücadele var mıydı, vardı, tempo sonlara doğru arttı. Cenk penaltı kaçırdı. Antalya kalecisi Ataberk hem penaltıyı kurtarıp hem de kalesinde sağlam durup sahanın en iyisi oldu. Beraberliklerde kimse üzülmedi derler. Millet olarak o kadar üzülmüşüz ki dün kaçan galibiyete iki taraf da yanmamıştır..
***
Fenerbahçe ve Türk futbolunun efsane ismi Ziya Şengül ağabeyimizi ebediyete uğurladık. Spor medyasına da emekleri çok olan bir İstanbul beyefendisiydi. Fenerbahçe camiası ve ailesinin başı sağ olsun.