Arda Turan, Ümit Milli Takımı gerçekten çalıştırmak istiyor mu yoksa bu birilerinin yakıştırması ya da sosyal medya söylentisi mi emin değilim ama arşivlerden hatırladığım Arda Turan cümleleri var. Arda, ekibi kurduğunu, futbol üzerine sürekli düşünen ve planlama yapan bir gruba sahip olduğunu açıklamıştı. Basamakları yavaş yavaş çıkmak için acele etmeyeceğini ve kuvvetle muhtemel Atletico Madrid'de eski hocası Simeone'nin yanında 2-3 ay staj yapmasını bekliyordum. Kıtada tanıdığı çok futbol adamı var, onların yanında ya da onların işaret ettiği bir başka ülkede de 2-3 ay geçirdikten sonra bir altyapı takımında bir sezonu sırtlaması gerektiğini düşünüyordum. İyi örnekler bizden değil maalesef, yurt dışından. Onun çok sevdiği hocası Luis Enrique, Guardiola'nın yerine Barça B'ye gelmiş 3 sezon kalmıştı.
Bazıları Zidane'nın sıfır tecrübeyle o koltuğa oturduğunu söyler, yanlıştır. Fransız efsane, uzun yıllar 'başarısız olurum' korkusuyla kulübeye uzak durmuş ve Real Madrid'de Perez'in danışmanlığını üstlendikten sonra Ancelotti'nin yardımcısı olmuş, yetmemiş R.Madrid B'yi de çalıştırmıştı. İspanya Milli Takım teknik direktörlüğünü J.Lopetegui, alt yaş milli takımlarında uzun yıllar çalışarak ve bir jenerasyonla büyüyerek hak etmişti. Raul, alt yaşlarda çalıştı, şimdi Real B'nin başında. Milli takım hocalığı part-time iş gibidir, Ümit Milli Takım'da da yapacağınız, yurt içi yurt dışında alt yaş takımlarının gözünden kaçan ya da hızlı gelişim gösteren oyuncuları milli takım havuzuna kazandırmaktır. Bunun için de geniş bir izleme komitesine ihtiyaç duyulur. "Ümit Milli Takım, A Milli Takım ile aynı dizilişi oynar" da bir başka samimiyetsizlik. Kuntz ile Milliler'in ne oynadığını bilen var mı? Tolunay Kafkas ile sürekli kaybeden Ümit Milli Takım, Arda ile iki kez kaybetsin, Arda acımasızca eleştirilir. Arda'nın kıvrak zekası, oyuna olan tutkusu, iletişime açık karakteri onu bir gün iyi bir teknik adam yapacak ama onun ilk basamağı Ümit Milli Takım'ın patronu olmak değil!
'TEĞMEN' ZANİOLO'YU KURTARMAK
Temmuz 2018'de Portekiz'e finalde uzatmalarda kaybeden İtalya U19 milli takımının sahaya çıkan 11'ine bakıp "bugün neredeler" dediğinizde gözünüze üç isim çarpar. Bu sezon West Ham'a giden forvet Scamacca, Milan orta sahasındaki Tonali ve artık G.Saray forması giyecek olan Zaniolo. Kalan oyuncular elbette futboldan para kazanıyorlar ama bu 3 ismin seviyesine ulaşabilen yok. Zaniolo iki diz sakatlığı olmasa bu 3 oyuncu arasında süper star olacak denilen isimdi. Roma'dan ayrılığı sonrasında şehirde "Senden nefret ediyoruz çünkü seni çok sevmiştik" havası esiyor. Bunun da tek suçlusu Zaniolo değil. İtalyan milyarderlerden farklı yönetiyor ABD sermayesiyle Çizme'ye gelenler.
Seçtikleri futbol aklı bir Portekizli, hocaları da aynı ülkeden Mourinho. Sezon başından beri iki yılı kalan kontratının 5 yıla uzatılmasını bekleyen Zaniolo'ya bu teklifi sunmayan Portekizli sportif direktörün, Mourinho ile kafa kafaya verip "Biz bu adamdan devre arasında kurtulalım" dedikleri ortada. Geleceğin Totti'si pelerini üzerine atılan Zaniolo'nun da kontrat alamadığında projenin göbeğinde isim olmadığını ve değersiz hissettirildiğinde 23 yaşın verdiği psikolojiyle bu durumla savaşmadığı bir başka gerçek. G.Saray'ın, Roma için takvim aleyhine işlerken devreye girmesi de akıllıca. Bonuslar kağıda yazılsa bile sarı-kırmızılılar acemi bir de, yüzbaşı da olmayan ama geleceği parlak bir "teğmen" Zaniolo'dan Roma'ya vereceği kâr payı haricinde temiz 10 milyon Euro kazanır. Bu da İcardi'nin bonservisini almaya yeter…
BU OYUNU SEVENLERE SELAM OLSUN
Harçlıklarından markete koşup yardım kutularını dolduran lise öğrencileri, maddi manevi ellerinden geleni yapan futbolcular, stadyum garajlarında 15 saat tırlara malzeme yükleyen taraftarlar, tek yürek olabilmek için çırpınan başkanlar ve yöneticiler, koleksiyonlarının en değerli kendileri için paha biçilemez parçaları olan imzalı formaları yardım amaçlı satışa sunanlar ve 1 Mart akşamı spor kanallarının yanında bir araya gelecek olan spor ailesi. Tarif edilmez bir acının paylaşılmasında, bitmeyecek bir yasın sırtlanmasında yüreğini ortaya koyanlar… Yarın lig başlayacak, futbol kaldığı yerden belki devam edecek ama çok uzun bir zaman oyunu izlerken, oyun üzerine yazıp konuşurken vicdanımızın sesi hepsini bastıracak. Hiçbir oyun bir candan önemli değil ama bir oyun birçok canın hayatta kalmasına, acil ihtiyaçların giderilmesine katkıda bulunuyorsa bu oyuna da onu sevenlere de selam olsun…