Kazandığı Sivas ve kaybettiği Giresun maçlarında golleri penaltıdan gelen, Trabzonspor deplasmanında kaleye isabetli şutu olmayan Fenerbahçe, ligin en fazla gol atan takımı olduğunu arka arkaya 10 kişi kaldığı maçlarda unutmuştu. Dün Hatay karşısında hem bunu hatırladılar hem de iki mağlubiyetin ardından yaklaşan Galatasaray derbisi öncesi son iç saha maçında tribünleri havaya soktular.
Jorge Jesus bunu dörtlü savunmaya dönüp ya da Zajc ve Rossi tercihleriyle mi başardı peki? Jean Paul Sartre futbolu çok severdi ve der ki "Futbolda her şey rakibin varlığıyla çetrefilleşir." Küme düşme hattının bir sıra üzerindeki Hatayspor elbette Trabzonspor değil ve Kadıköy'de arıza çıkartacak seviyede değiller. Lobjanidze ile tabela 0-0 iken kaçırdıkları pozisyon kendi adlarına maçın kader anı oldu. İki bekin ziyadesiyle hücuma destek verdiği, Batshuayi ve King'i topsuz koşularıyla rahatlatan Rossi ile Fenerbahçe için Hatay kolay lokma oldu. 45 dakikada 13 hücum yiyor, rakibi şut pozisyonlarında bozamıyor ve kalenize 9 isabetli şut geliyorsa Kadıköy'den puanla çıkamazsınız. Fenerbahçe maçı 15'i isabetli 25 hücum girişimiyle tamamladı.
Demirel'in Ribeiro ve Ze Luis'i devrede oyundan almasına -sakatlanmadılarsa- anlam veremedim. 60'tan sonra 5 değişiklik hakkının hepsini kullanan ve tabelaya iki gol daha yazdıran Jorge Jesus kaybettiğinde "Brezilya'yı düşünüyor" diyenlerin işi zor. Jesus işine bakıyor, herkesin işine bakması gerektiği gibi!..