Dakika 79'du... Arjantin ilk yarıyı 2-0 önde kapatmış, Fransa rakip kaleye bir tek şut bile atamamış, tribünler "Oley" çekiyor ve son düdüğü iple çekiyorlardı. O dakika maçın sonu olsa herkes bu finali, Messi'nin Dünya Kupası kazandığı final olarak hatırlayacak, geriye de pek fazla hatıra kalmayacaktı. Futbol güzel ve akıllara ziyan bir oyun. Ne maç öncesinde Di Maria oynamaz, üçlü defans çıkarız diye kendi ülkesi dahil dünya medyasına "haber" veren Arjantin'i, ne Didier Dechamps'ın stoperden sağ bek ve Dembele sevdasını, yaptığı erken oyuncu değişikliklerini ya da turnuvadaki en iyi adamı Mbappe'yi anlatmanın bir manası yok. Çünkü Angel Di Maria'nın getirdiği, Arjantin'de herkesin 79 dakika topu yediği maç Mbappe'nin bir dakika içinde attığı iki golle tarihin en iyi Dünya Kupası finali olmayı hayal ettiği maç uzatmalarda evet tarihin en iyisi olmayı başardı.
KUSURSUZ ORGANİZASYON
Ne kadar tutkulu seversen biten aşkın acısı da o kadar büyük olur. Arjantin tutkulu adamların ülkesi. Dün Hollanda maçında olduğu gibi Fransa karşısında da önce 2-2'ye, ardından 3-3'e yakalandılar ama bu kupa en çok Messi'ye yakışıyordu, öyle de oldu. Önceki gün bu sayfaların manşeti "Messi dün, Mbappe yarının oyunu" idi. İkisi de baş aktörlüğün hakkını sonuna kadar verdiler ama kabul edelim birinin yaş haddinden dolayı acelesi vardı dans için: Messi, "Son Tango"sunda büyük dans etti, Paris'te değil Doha'da… Tarihin en çok gol atılan, en unutulmaz finaline sahip olan ve Arjantin'in 36 yıl sonra hasretini dindirdiği mükemmel bir Dünya Kupası izledik. Katar tüm ön yargılı eleştirilere rağmen kusursuz bir organizasyona imza attı.