Ligde son 6 maçını kaybetmiş bir takım karşısında 37 dakikada 2-0'ı bulan, liderlik koltuğuna da maç içinde oturan Galatasaray neden taraftarına korku filmi gibi bir son yaşattı? Kısa cevabı şu; o koltuğa son düdükten sonra oturursunuz ve maç içinde oturduysanız da yayılmazsanız dik oturursunuz.
Galatasaray'ın muhtemel on birinin ideal 11 ile örtüşmesi futbolda nasıl bir artıysa artık 90+ dakikaların coştuğu oyunda kenardan gelenlerin verdikleri de çok önemli. Kornerlerden iki gol bulmak Okan Buruk'un takımı için bir sezon siftahıydı, ilk 10 dakika oyunu domine edememişlerdi ama golün ardından 40. dakikaya kadar 3 puan cepte futbolu oynamışlardı.
İstanbulspor devrenin 6 dakika uzatmasıyla birlikte 10 dakika oyunu aldı ve ikinci yarı için de tabelaya rağmen uyarıyı yaptı. Gomis'in nefesinin nerede biteceği belli ama Seferovic takıma mı küs hayata mı belli değil. Oyunu Boey sağ içte Midstjö ve Rashica üzerinden götüren Galatasaray'da Kerem'in yeterli top alamaması balansı bozarken ikinci yarıda raydan çıkan Torreira ile birlikte İstanbulspor her iki yarıda da topa daha fazla sahip olan takım olmayı başardı.
45 günlük ara, 4 gün sonraki Sivasspor deplasmanını düşünen skoru almış takım... Bunlar Galatasaray'ın ikinci yarıda koltuğuna yayılmasının bahanesi olabilir ama Sergio sakatlıktan dönmüş ve Midtsjö de sakatlanıp çıkmışken Torreira'nın göstere göstere sarı kart görüp Sivas deplasmanına gitmeyecek olmasının bir açıklaması yok. Okan Buruk, Uruguaylı oyuncuyu "takım ruhu" adına Sivas'a götürüp tribünden maçı izletmeli.