Şampiyon olmak da o apoleti ertesi sezon taşıyabilmek de kolay değil. Trabzonspor, geçen sezon söz ve besteleri Abdullah Avcı'ya ait bir takımdı. Evet, gidenler oldu, uzun süreli sakatlıklar yaşanıyor ama bordo-mavili takım bu sezon oynadıkları eski takımda en iyi solo performansını vermiş oyuncuların bir araya geldiği toplama bir albüm gibi.
Avrupa serüveninin yorduğu ortada. Kopenhag mağlubiyeti sonrası Antalya, Ferencvaros yenilgisi sonrası Adana'da 3 puanı bırakmıştı Trabzonspor. Dün de Monaco'da yaşanan hüsran sonrasında ilk 45 dakikada pozisyon bulamadılar.
Avcı bir şeyleri değiştirmeliydi. Önce Siopis, sonra Hamsik, 6 numara pozisyonundan kulübeye geldiler. Djaniny'yi kanada aldı, Yusuf forvet arkasına geçti. Yetmedi, takım Umut'la 4-4-2'ye döndü.
Kasımpaşa geride kalan haftalara göre geçiş hücumlarında büyük hayal kırıklığıydı. Futbolda hızlı oynamak için hızlı oyunculara değil çabuk düşünen ve sahada sürekli deplase olan futbolculara ihtiyacınız var. Trabzon'un bu oyunu 'Bakasetas uzaktan vurursa 'dan başka bir görüntü vermiyordu.
Arjantinli efsane oyuncu Riquelme, "Sırtımda yazan 10 sadece bir numaraydı. Herkes görebilir ama ben göremezdim' demişti bir gün. Yusuf Yazıcı'nın hatırlaması gereken bir şey var. Sırtında yazan 61 sadece forma numarası değil. Bu çelimsiz hali bana yine Riquelme'yi hatırlattı. Louis van Gaal, ona "Top senin ayağındayken dünyanın en iyi futbolcusu olabilirsin ama rakipteyken bizi 10 kişi bırakmandan bıktım demişti". Yusuf bunu bilmiyorsa da öğrenmeli.