Torres ve Depay ile başlayan Xavi karşısında Torrent, göbeği iyi kapatması gerektiğini biliyordu, Barça'yı kanatlara sürüklediğinde ise gelen yüksek ortalara Nelsson ve Marcao ile boy avantajını kullanacaktı. Taylan ve Berkan ve arkalarındaki iki stoper Frenkie De Jong ve Pedri'ye nefes aldırmayınca Barça son bir ayın en kısır 45 dakikasını geride bıraktı. Boey tutuk başlamış, Mohamed top tutmakta zorlanıyor, Feghouli geçiş oyununda eksik kalıyordu ama Kerem yine Kerem'di. İlk yarıda takımını öne geçirecek pozisyonu da yakaladı… Barça'nın %65-70 topa sahip olacağı ve en az 15 hücum geliştireceği beklenen bir maçta çerçeveye 4 isabette kalması G.Saray'ı ayakta tuttu. Böyle deplasmanlar ekstra kaleci performansıyla başı dik terk edilir. Pena dün ilk yarıda iki topa, ikinci devrede de bir topa nefis plonjon atarken eksiği görülen yüksek topları da rahat topladı. Xavi baktı ki pabuç pahalı, ikinci yarıya Busquets ve Dembele ile başlayıp oyunu iyice yıkmaya çalıştı rakip sahaya. Boey ikinci 45'te Dembele karşısında yıkılmazken Aanholt da hızlı Traore'nin kanalını iyi tıkadı. Atletico'ya 45 dakikada 3, Napoli'ye deplasmanda 4 atan Barça, Aubameyang'ı da son 30'da oyuna aldığında topu kaldırmaya başladı. O dakikalarda G.Saray'ın defans göbeği kusursuz oynarken Katalanlar, son 15 dakikada çift santrfor hamlesini de Luuk de Jong ile denediler ama duvarı aşamadılar. Ligdeki hikâye başka ama Avrupa Ligi'nde buraya namağlup gelen ve Camp Nou'dan yine yenilmeden çıkan G.Saray için maç günü şu satırı düşmüştüm başlığa: 'Rövanşa 50 bin kişiyi getirin.' Gelecekler elbette ve Barça'nın tünelden çıkışını bekleyecekler… Söyleyecek daha çok şeyi var, olmalı G.Saray'ın…