Kadıköy'e 20 puan farkla ve beraberlik ihtimalini de cebine koyup gelen Abdullah Avcı, 18'de 10 kişi kalmış Fenerbahçe karşısında takımı 1-0 öndeyken muhtemelen şu fikirle maçın devre arasında ikinci yarının kaderini belirdi: "Sahada tansiyon yüksekti ve takımı etkilenmişti. Bol pas yapın, 10 kişiler yorulacaklar ve tempoyu yükseltmeyin". Tercihtir ama ikinci yarıda geç gelen değişiklikler sezonun en iyi teknik adamının takımını dizginlediği maç olarak kayıtlara geçirdi bu 90 dakikayı.. Fenerbahçe'de orta sahadaki üçlü, 8 numara özellikli, üç 10 numara Mesut, Arda ve Pelkas kulübede başlarken, gerçek 8 İrfan kanattayken ve diğer bir milli 8 Ozan da kulübedeyken yaratıcılık beklemek çok zordu. Oyun, taraftarı arkasına alıp mücadele gerektiriyordu. İrfan kırmızı görünce kanada kaçan Mert Hakan son haftalarda olduğu gibi yine en büyük mücadeleyi veren isim oldu. İlk yarıda 10 kişi kalmış olmasına rağmen ev sahibi tabelayı kendi lehine çevirecek pozisyonları da buldu… Maç boyunca çok koşan Crespo'nun Nwakaeme'nin gol vuruşunda ağır kalıp takip etmemesini de not düşelim… Avcı'nın mutlak 3 puan gerekmeyen prestiji çok maçta yaptıkları, 'derbi kaybetmeyen hoca' olarak yola devam etmekti. İkinci yarıda Bakasetas'ı oyundan erken alıp Berat'ı alsa ve Trabzonspor adına sahanın en iyisi Abdülkadir'i öne itse oyun başkalaşırdı. Fenerbahçe 80 dakikaya yakın 10 kişiyle karakterli oyun oynadı. Bir eksikle ligin liderine beklerle bu kadar kanattan yüklenmek büyük enerji gerektiriyordu. O enerjiye yetenek eklenmiş olsa kazanabilir, son 7-8 dakikada maçı kaybedebilirlerdi de...