Öncelikle şunu söylemeliyim; Kardemir Karabükspor'un dün akşam yaptığı, kendisi adına çok büyük bir işti.
Bu galibiyet nasıl geldi, ona bakmak lazım. Top G.Saray'dayken kendi yarı sahasına gelip pozisyon alan, rakibin orta sahadaki top kayıplarında çabuk ataklarla etkili olmaya çalışan Karabük vardı sahada. Bunda da çok başarılı oldular. İlk yarıda Galatasaray, topa sahip olup pas yapmaya çalışıyor, Karabükspor ise pas işiyle hiç uğraşmayıp kazandığı toplarla en çabuk şekilde rakip kaleye gitmeyi düşünüyordu. Bu planla da ilk yarıda iki gol buldular. Bu oyun anlayışında Karabük'te öne çıkan isimler müthiş oynayan LuaLua ve ona eşlik eden Ahmet İlhan Özek ve İlhan Parlak'tı. Öndeki isim olarak topun Mehmet Yıldız'da kalması düşünülüyordu ama özellikle skoru belirleyen öne doğru yapılan koşu kalitesi oldu.
G.saray cephesinden baktığımızda; evet sarı-kırmızılıların topa sahip olma düşüncesi vardı ancak bu üretkenliğe dönüşmedi. Sarı kırmızılı ekipte özellikle ikinci yarıda baskı ve telaş gördük. Bir tehlikeli atak haricinde pozisyon da üretemedi G.Saray...
Terim'in oyuna müdahalesi açısından baktığımızda ortaya şu tablo çıkıyor:
Kadro derinliği olduğunu söylediğimiz G.Saray'da, eğer geriye düştüğünüzde kullanacağınız isimler bir aydır oynamayan Elmander ve sezon başından bu yana cezası nedeniyle hiç şans bulamayan Engin ise ya kadro zenginliğini sorgulamak lazım ya da yapılan değişikliklerin doğru-yanlışlığını.
Dün akşamın özetine bakacak olursak; G.Saray'da ilk yarıdaki pas oyununun etkisizliği, ikinci yarıda ise yüksek ve uzun toplarla oynanan futbolun verimsizliği vardı. Karabük ise kontratak oyununun ideal bir örneğini sergiledi.
Yeni gelen teknik direktörün elinde sihirli değnek yok denir, bu doğrudur. Ama doğru futbol oynatmak bir teknik direktör farkı ve becerisidir.
Bu yüzden Mesut Bakkal'ı kutlamamız gerekiyor.