Beşiktaş'ın puan cetvelinde üst grupta yer alabilmesi için galibiyet serisine ihtiyacı vardı. Bunu da dün akşam Mersin İY. karşısında başardı. Bu galibiyet nasıl oldu diye baktığımızda; ilk yarı bu işin anahtarıydı. Beşiktaş belki topa çok sahip olup, pas yapmadı ama o kadar doğru ve çabuk ataklar yapıp, orta sahada kazandığı topları etkili olarak pozisyon üretmede kullandı ki topa sahip olma anlamında kendinden çok iyi olan Mersin karşısında ilk yarıda skoru 3-0'a getirdi. Çünkü topa sahip olma kriterinden çok daha iyi olan oyunda etkili olmaktır. Böylesine bir işçilik, topa çok sahip olmasanız da sizi farklı bir skorla galibiyete taşıyabiliyor.
Mersin İY.'den bahsetmek gerekirse, Beşiktaş'ın çok işine gelen bir oyun anlayışları vardı. Mersin pas oyunuyla maça sahip olmak istiyor, organizasyonu hep bu anlamda yapıyordu. O kadar yumuşak bir orta sahası varki top rakibe geçtiğinde hiç bir direnç gösteremiyorlar. Pas oyununu koşu ve mücadele oyununa çeviren Beşiktaş, kendine avantaj sağlayan bu oyun anlayışıyla maçı kopardı ilk yarıdan.
Tartışmasız ilk yarının yıldızı, (ilk yarı diyorum çünkü ikinci yarı oyundan atıldı) Oğuzhan Özyakup'tu. Beşiktaş orta sahasına pas ve beceri anlamında büyük katkı sağlıyor Oğuzhan. Bir asisti ve bir golü de bunun en açık göstergesi. Holosko'dan da bahsetmek gerekir. Her zaman hep böyle oyun içinde kalan bir Holosko performansı izleyemiyoruz açıkçası. Dün akşam kenarda çizgide kalan değil, stoper ve beklerin arasına ve arkasına yaptığı ortalarla çok iyi bir Holosko izledik. Bir diğer katkı yapan isim öne doğru yaptığı çıkışlarla Uğur'du. Hep ilk yarıyı anlattık ama ikinci yarı 10 kişi kalan Beşiktaş'taki tek fotoğraf kapanan ve derin savunma yapan Beşiktaş'ı kenar ataklarıyla açmak isteyen bir Mersin oyunu izledik. Az da olsa pozisyon buldu Beşiktaş ama bir-iki pozisyon haricinde Mersin'e pozisyon vermedi. Bu Beşiktaş savunması için artı puandı. İlk devre çabuk ataklarla ikinci yarı da savunarak kazandı Beşiktaş.