Bir puanın rakip Galler'i perdeliyor ve sizin yolunuzu açıyor olması maçın hikâyesine direkt yansıdı. Misafir takım oyununu 4-4-2 üzerine ama geçiş yollarının kapatıldığı sert savunma üzerine kurarak başladı. Galler'in planı, oyunu 1. bölgede karşılayıp yakaladığı birkaç kontratakla sonuca gitmek üzerineydi. Millilerimiz de kontrollü ama hırslı bir anlayışla ilk yarı top ve oyun kontrolüyle sahadaydı. Kaptan Hakan'ın kasığındaki problemlere rağmen sahada olması kıymetliydi. Rakibin biri ofsayttan biri direkten dönen iki pozisyon sığdırdığı ilk maçta Yunus son pas ve vuruş kararsızlığı yaşamasa iki pozisyondan birini gole çevirebilirdi.
Barış'ın hareketli oyununa rağmen ceza alanında yapılan 2-3 ortada pozisyon alamamasından Montella etkilemiş olacak ki ikinci yarı Barış'ı çıkarıp santrfor Enes'i aldı. Orta sahayı da İsmail'le güçlendirme ve geçiş yollarını tıkama yoluna gitti.
Enes'in oyuna girdikten hemen sonra 2 pozisyon bulması, değişikliğin doğruluğunu, Yunus'un çizgiye inip diziyle vuruşunda kaçırdığı pozisyon alternatifli santrfor tartışmasına işaret etti.
Galler takımının maç boyunca bizim olası savunma risklerimiz üzerine kurduğu plan tutmadı. Günün çalışkan ismi Yunus'un kazandığı penaltının getirdiği heyecan, Kerem'in direğe nişanlamasıyla tarifsiz bir boşluğa dönüştü.
Bu maç tam 'Kazanamıyorsan kaybetme' maçıydı. İpler bizim elimizde ve Karadağ maçında kendi işimizi kendimiz göreceğiz.