Artık "zor maç" kalmadı; "kazanılacak maç" haline geldi ortam. Antalyaspor'un "onurlu" direnişine "şapka" çıkartarak, Fenerbahçe'nin gerekeni yaptığı 100 dakika izledik. İsmail Kartal baştan sona müthiş yönetti karşılaşmayı. Cengiz tercihinin ne kadar doğru olduğunu tabelada gördük. Antalyaspor'un bunalttığı anlarda Bonuchi hamlesinin akıl dolu olması da bir tarafa. Şampiyonluk yarışında artık kaybetmeden gitmek anlamlı. Çünkü ilk puan kaybeden, muhtemelen şampiyonluğu da verecek. Çünkü öyle bir ortam oluştu ki, kazanılan maçtan sonra bile hakeme çatan, "önümüz kesiliyor' diyenler var. Yani; Jesus geçen sene "şampiyonluk sahada kazanılmıyor" dediğinde, iki deplasmanı kazanarak geçen rakibini işaret etmişti. O rakip şimdi işler zora girdiğinde kuralın başındakilerin kendileri lehine karar vermesi için baskı oluşturuyor. Güne gelirsek; Fenerbahçe iyi gününde değildi. Fred'in olmadığı maçlardaki etkin ve etkili oyun özelliğini tekrarladı. Yine baskılı oynamak istedi ama pozisyon kısmına geldikleri zaman elleri-ayakları dolaştı. Szymanski beklenen etkinliğinden uzaktı, Dzeko'nun her şeyini ortaya koyduğu bir mücadelede 10 kişi oynattı takımını. Sergen Yalçın, Fenerbahçe'nin beklerini hücuma sokmadı, doğru stratejiyi uyguladı ve istediğini elde etti. Bonucci hamlesi, Kartal'ın kompleksiz ve objektif bakış açısını yansıtıyor. Takımın ileriye gitmediğini gördüğünde, duvarı sağlamlaştırdı puan adına. Bonuchi pası attı, Batshuayi ikinci golü ağlara gönderdi. Bu da "aklın" hediyesi.