Başlama düdüğü çalmıştı ama Fenerbahçe için maç çoktan kazanılmıştı sanki. İrfan Can'ın golü, kalite kokuyordu ve kontrolü de ellerine geçirmelerini sağladı. Fakat karşılarında çok iyi organize olmuş, koşmaktan da, baskı yapmaktan da vazgeçmeyen bir Samsunspor buldular. Ama tek farklı galibiyetin bıçak sırtında devam etmesine izin verdiler. Baskıdan doğru çıkamıyorlar, son pasları kullanamıyor, ikinci yarıda oyunu rakibe bırakıyorlardı. İşte; davetiye çıktı, "kaşıntı" başladı. Ne olursa olsun, kendi karakterinden vazgeçersen bir "kaşıyan" da çıkacak elbette. Antep'te Livakovic son saniyede kurtardı, üç puanı. Bu kez Livakovic'e rağmen mükemmel bir frikik golü geldi. Emre Kılınç kariyerinin ilk frikik golünü attı, hem de bu maçta. Yani; kader, galibiyeti yakıştırmadı bu maçta Fenerbahçe'ye… İsmail Kartal'ın üç hamlesiyle yönü çevirdiler ama bu kez pasla değil, yüksek toplarla gelmeye başladılar. Bu oyunun başrolü Dzeko kulübedeydi. Batshuayi açığı kapamaya çalıştı. Emre Mor'un sahaya gelmesiyle, King ikinci santrfor da oldu. Ama gün Fenerbahçe'nin golcüleri için "direğin hemen yanından auta çıkan toplar" cümlesiyle anılacaktı. Samsun golü öncesindeki faul kararı hakem "eyyamıydı"… Samsunspor'un uzaklaştırmaya çalıştığı topun kendisine çarpmasıyla, Fenerbahçe atağını da önledi Bahattin Şimşek… Samsunspor'un direnişine saygı duyalım. Sonsuzluğa uğurladıkları değerlerini andıkları bir günde, formalarını da hakkıyla terlettiler.