Yine çok pozisyona giren, yine "çok kaçıran" Fenerbahçe seyrettik. Gereksiz bir penaltı ile geri düşmelerine rağmen "kaliteyi" devreye sokarak, fazla sıkılmadan istedikleri skoru buldular. Fenerbahçe'yi "iyi takım" yapan detay da burada. Yenik duruma düştüğünde bile herkes maçın kazanılacağından emindi. İsmail Kartal her duruma uygun oyun planı oluşturup, kurduğu makinadan sadece anları doğru planlamalarını istiyor. Sahadakiler de performanslarına göre buna cevap verdi. İrfan Can ve Osayi'nin olmadığı sağ kanatta, Cengiz ve Mert ikilisi yine dişlileri çalıştırıyor. Emre Belözoğlu da bunun farkında. Merkezi kalabalık tutarak, penaltı noktası üstündeki "sihiri" bitirdi. Elbette kalecinin müthiş oynadığı bir 90 dakikada... Fenerbahçe'ye karşı her türlü savunma planı yapabilir rakipler. Ama "yeteneğe" önlem alamıyorsunuz. Bu kez de adını söyleten Cengiz Ünder oldu. İkinci yarıdaki duraklama döneminin bir sürü nedeni olabilir. Maç serisinden çıkmaları, yorgun olmaları veya skoru aldıktan sonra ekonomik kalmaya tercih etmeleri… Şunu gördük ki; Fred'in olmadığı bir orta sahada Fenerbahçe'nin bu tavrının, olgun atağa dönüşmesi rakibin hatalarına bağlı. Krunic'in transferinin ışığını bu maçta da görmedim. Bu süreçleri "kazanarak" geçmek de önemli. Ne olduklarını ve yapacaklarını çok iyi biliyorlar. İsmail Hoca bu noktada kadro rekabetini doğru yönetmeli.