Fenerbahçe oyuncularının tekrar futbola dönmeleri için, "Futbolun beşiğine" gitmeleri gerekiyormuş.
Londra'daki performans ile en sonunda "böyle oynasınlar da" dedirttiler.
Ersun Yanal sürekli form durumunun ve görüntünün değişeceğini iddia ediyordu. Ne yazık ki sahadakiler onu bir türlü inandırıcı kılamadılar.
Ama Eskişehir'in ikinci yarısında biraz kıpırdanıp, Şampiyonlar Ligi kulvarında aslında farklı bir takım olduklarını sonunda hatırladılar.
İlk maçın 3-0'lık skoru sahadaki oyun için "Arsenal'in izin verdiği kadar" bakış açısını da getirebilir.
Turu erken bulduğu golle de garantileyen İngiliz takımının, mücadele ibresinin çok yüksek olmadığı söylenebilir.
Agresiflik veya kazanma arzusu hep Fenerbahçe'den yana kaldı. Hemen her hücum girişiminde 8 Arsenalli'nin ceza alanına geri koşması da sahanın diğer tarafının ciddiyetini gösterdi bize...

DİK DURDU GOLÜ DÜŞÜNDÜ
Ne olursa olsun, İngiltere deplasmanları hep zordur ve ev sahibi kazanmanın peşine düşer. Tabela bunu gerektirmese de, tribünler buna zorlar sahadakileri. Bu nedenle Fenerbahçe'nin dik duruşu, golün peşine ısrarla düşmesi, sahadaki yardımlaşmayı yüksek düzeyde tutması ve özellikle orta sahasının iki yönlü üretkenliğe katılma isteği, bundan sonra seyredeceğimiz Fenerbahçe için "pek yakında" sunumu olarak kabul edilmelidir. Ersun Yanal'ın ideal kadro arayışları içinde, bundan önce 8 yabancı ile sahaya çıkmasına rağmen bu kez altı ile kadroyu sınırlı tutması, lig ekibiyle Avrupa kulvarına meydan okumasının altı çizilmeli. Eskişehir maçını analiz ederken, Yanal'ın resmi maçları hazırlık etabı olarak kullanmak zorunda kaldığını yazdık.
Yedincisinde kadro olarak da, oyun olarak da ortaya bir resim koydu.
CAS bugün UEFA cezası ile ilgili son raconu kesecek. Bu karar öncesinde sahadaki oyuncuların alın terinin kutsallığını göstermeleri, kararlı mücadeleleri ile neyinnasıl hak edileceğini göstermeleri de Emirates'in kara kutusudur.