Yeni gelen teknik adamlar için oyuncularını tanıyana kadar geçen süreç zorludur... Hele bir de işler istediğiniz gibi gitmiyorsa daha çok denemeyanılma yaşarsınız. Puan kayıplarından sonra Valerien İsmael'in yaşadığı süreç de değişmedi. Atiba ile birlikte Emirhan'a orta alanda, Larin'e de forvette görev vererek bir revizyona gitti. Bu değişiklikler de oyun olarak çok istenileni vermedi. Larin sahada var gibi ama kafa olarak hiç buralarda değil. Takımın genel oyunu da çok istediği noktada görünmediği için üç değişikliğe birden gitti. Değişikliklerden sonra gelen tempo, hem oyunu çözdü hem skoru getirdi. Aslında bu değişikliklerden sonra şu iki soruyu sormak gerekiyor: Oyuncu değişimi mi skorları getirdi? Yoksa takımın yeni gelen oyuncularla birlikte ortaya koyduğu oyun coşkusu mu? Bana göre ikisi de... Çünkü hangi 11'le başlarsanız başlayın, sahanın içine yüreğinizi, isteğinizi ve oyun coşkunuzu katmıyorsanız o iş istediğiniz yere gitmez. Beşiktaş N'Koudou'nun liderliğinde diğer oyuncuların da katkısıyla oyunu istediği noktaya getirdi. Bulduğu üç golün ötesinde ciddi pozisyonlar da yakaladı. Skoru daha farklı bir noktaya da getirebilirdi. Bu tür ortamlar zor ortamlar, bu tür dönemler zor dönemler. Takımın iddiadan uzaklaştığı her dönem genel oyuncu performanslarını yukarıda tutmak çok kolay olmuyor. Burada bireysel olarak oyuna liderlik edecek birçok oyuncuya ihtiyaç duyuyorsun. Dün Ghezzal, Batshuayi ve Larin bunun uzağında kalsa da kulübeden gelen N'Koudou, Kenan ve Alex'in, Atiba ile el ele verip, Rosier ve Rıdvan'ı da işin içine çekerek oluşturdukları değişim, Kayseri deplasmanı için yeterli oldu.