Beşiktaş'ta sahada yer alan isimler değişse de hedef değişmiyor. Yarı final, önemli bir basamak. Sonrası final ve kupa. Beşiktaş, sezon sonu için hedeflediği iki kupanın birinde yaptığı değişikliklere rağmen planlarında sapma olmadan yoluna devam ediyor. Şampiyonluk mücadelesinde hangi isimler varsa, bu yolda da aynı isimleri dün akşam bir kez daha gördük. Aboubakar perdeyi açtı, Larin final yaparak kapattı. Tabii 2-0'dan sonra yapılan değişikliklerle oyunu ve dengeyi bir yerde tutma düşüncesi pek karşılık bulmayıp kalesinde şok iki gol görse de tekrar oyun normallerine döndüğünde bunun telafisini yapabilecek kapasiteyi bir kez daha ortaya koydu. Bu çok önemli. Bu başarının arkasında takımın oyun gücü, bireysel kalitesi ve yapabilme inancı var. Bu inancı skor ne olursa olsun artık Beşiktaş kaybetmiyor. Hafta sonundaki derbi dolayısıyla Sergen hocanın başlangıçta yaptığı değişiklikler son derece normal kararlardı ve oyun da skor da buna karşılık verdi. Fakat futbolda şunu çok iyi biliyoruz, en ufak bir boşluk kalenizde gol olarak ceza tahtasına yazılıyor. Belki oyunun 15 dakikalık bir 'nasıl olsa hallederiz' düşüncesi ufak bir sarsıntı yaratsa da Beşiktaş, burnunu yere düşürmeden yukarı doğru uçuşuna devam etti.
Bu maçın Beşiktaş açısından arzu edilmeyen şeyi, yenilen 2 gol değil, derbi öncesi maçın uzaması olurdu ama kupalarda bu tür durumlar yaşanabiliyor. Kadro rotasyonunun da bunlar düşünülerek yapıldığını görüyoruz. Başarıyla geçilen bir maçın ardından derbi motivasyonunun bunun üstesinden geleceğini düşünüyorum. Cebinde 2 tane kupa hedefiyle yol almaktan büyük bir motivasyon aracı da olamaz