Türkiye'de yönetim sistemi modelinin değişeceği tarihi 16 Nisan referandumuna 17 gün kaldı. Daha referandum süreci yeni başlarken CHP'nin, gazetelerden, sosyal medyadan ve televizyonlardan "Hayır açık ara önde" şeklindeki algı operasyonu da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sahaya inmesiyle tuzla buz oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım'ın karış karış tüm ülkede "Evet" kampanyalarına ağırlık vermesi, 'Evet' kesimindeki 'belirsizlik var sanki' şeklindeki şüpheleri dağıtarak yerini kararlılığa bıraktı.

***

Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçileceği dönem, girilmeyen sokak girilmeyen ev kalmamıştı. Kimse Erdoğan'ın seçilme ihtimali olduğunu bile düşünmüyordu ve seçimleri kazandığında bütün partiler hem bir şok yaşamış hem de teşkilatların ne kadar önemli olduğunun farkına varmıştı.

Milli Görüş geleneği doğrultusunda AK Parti teşkilatlanma konusunu hem çok önemsiyor hem de FETÖ olayından sonra teşkilatların üzerinde daha hassasiyetle duruyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım sahalara inmeden önce CHP eliyle AK Parti tabanının kafasının karıştırılmak istendiği bir gerçek. Zaten CHP referandum propagandasını "kafa karıştırmak" üzerine kurmuş.

***

Velhasıl, teşkilatların hem çok sıkı çalışması hem de bu kafa karışıklığına karşı güçlü argümanlarla sahada olması bekleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım gibi MHP lideri Bahçeli de mitinglerine hız kesmeden devam ediyor. Ve liderlerin sahada sesleri kısılırcasına bir performans göstermesi dolayısıyla teşkilatların da bu performansa dahil olmasını zorunlu kılıyor.

Şimdi de özellikle AK Parti tabanına yönelik "Cumhurbaşkanı ve Başbakan'dan başka kimse çalışmıyor. AK Parti teşkilatları referandum için kılını bile kıpırdatmıyor" şeklinde yeni bir balon uçuruluyor. Gerçekten de AK Parti teşkilatları rahatlarını bozmamak için sahada aktif olarak çalışmıyor mu? Bende, bu iddia ne kadar doğru ne kadar yanlış işin başında olanlara sormak istedim.

***

AK PARTİ Genel Merkez Teşkilatlanmadan sorumlu Başkan Yardımcılığı görevini sürdüren İstanbul Milletvekili Harun Karaca, yıllardır işin tam kalbinde ve AK Parti'nin gizli kahramanlarından. Daha "AK Parti teşkilatları çalışmıyor iddiası var" dediğim an, "Bunu hakaret olarak kabul ederim" dedi.

Gece gündüz demeden 81 vilayetteki AK kadroların, en küçük maddi karşılık beklemeden 'Bila bedel' sahada çalıştığını ve bu iddiaların en başta, bu işi 'dava' olarak gören on binlerce insana 'saygısızlık' olduğunu ifade etti.

Karaca şöyle devam etti; "Bu söylentileri ciddiye bile almıyorum. Çünkü AK Parti teşkilatlarının bu vatan için, bu ülkenin geleceği için sahalarda canla başla çalıştığına bizzat şahidim. Hiçbir beklentisi olmadan bu insanlar ev ev dolaşıyor. Gençlerimiz standlar kuruyor hatta bazen saldırıya uğruyor ancak yine de vazgeçmiyorlar. Liderimiz Erdoğan ve Başbakanımız Yıldırım'ın nasıl bir performans gösterdiğine zaten canlı olarak şahidiz. Bu söylentiyi çıkartanlar, hem ev ev dolaşan kadınlarımıza ve gençlerimize hem haksızlık yapar bunu diyenler hem de bu söylentiler teşkilatlarımızın şevkinin kırılmasını hedefliyor."

***

AK Parti Kadın Kolları Başkan Yardımcısı İffet Polat'la konuştuğumuzda ise o da teşkilatların özellikle çukur terörünün yaşandığı Doğu ve Güneydoğu'da edindiği izlenimlerle söze başlıyor. Polat, "Son dönemlerde genellikle Güneydoğu'da çalışıyoruz. Teşkilatlarımızın üstün bir performans gösterdiğini görüyorum. Teşkilat çalışanlarımız kapı kapı bu insanlara ulaşınca büyük memnuniyet duyuyorlar" diye konuşuyor

Kayyumların gerçekten çok başarılı işlere imza attığını ve bölge halkının gönlünü kazandığını ifade eden Polat'a bölgedeki son durumu sorunca şunları ekledi; "Bölgedeki vatandaşlarımıza bir güven gelmiş durumda. Özellikle Güneydoğu'da yaşayan vatandaşlarımızın PKK teröründen ve HDP'den çok çektiklerini anlatıyor. Ve en büyük korkuları da PKK ve HDP'nin yeniden üzerlerinde bir baskı kurması. Bu konuda kendilerine devletimizin yanlarında olduğunu hatırlatıyoruz. Referandumda bölgeden yüksek oranda "evet" çıkacağına inanıyorum. Teşkilatlarımız özellikle de kadın kollarımız ve anneler olarak, çocuklarımızın geleceğini inşaa için gece gündüz çalışıyoruz."