Sofra, misafirperver Türkler için kültürün en vazgeçilmez öğelerinden... Anadolu ise bir kültür mozaiği... İşte bu yüzden Anadolu'nun çeşitli yerlerinde yemek ve sofra alışkanlıkları da farklılıklar gösteriyor. Bundan doğan güzellikleri ortaya çıkarmayı hedefleyen Karaca, 'Türkiye'nin Sofra Kültürü'ne Antropolojik Bir Yaklaşım' araştırmasını hayata geçirdi. Karaca bu araştırmayı SABAH GÜNAYDIN'ın işbirliğinde 'Anadolu Kültür Sofra Buluşmaları' projesiyle taçlandıracak. Tarihçiler, sosyologlar, şefler ve o şehrin kültürüyle büyümüş insanları bir araya getirecek projeyle, araştırma da masaya yatırılacak. Karaca ve Günaydın, Anadolu'da il il dolaşarak, her ilin mutfak kültürünü, yeme-içme alışkanlıklarını, sofra adabı ve yemek tercihlerini inceleyecek. Bu keyifli projeye başlamadan önce Karaca Group CEO'su Fatih Karaca ile bir araya geldik, araştırmayı konuştuk.
300'ÜN ÜZERİNDE EVE GİTTİK
Araştırma yapma fikri nasıl çıktı?
Pazarda genişleyerek değil derinleşerek büyümeyi hedefleyen bir markayız. Bunun için sofrayı bir araya getiren hikâyelerin bulunması ve algının detaylandırılması gerekiyordu. Anket yöntemi ile yapılan araştırmalar ihtiyacımızı karşılamıyordu. Bunun için Habitus Araştırma Şirketi ile "Türkiye'nin Sofra Kültürü'ne Antropolojik Bir Yaklaşım" araştırmasını yaptık.
Araştırma kaç ilde yapıldı?
11 ilde, 300'ün üzerinde kadının evine gittik. Sofralar hazırladık, altın günlerine katıldık, birlikte yedik içtik sohbet ettik.
Bu araştırmayla neyi hedefliyorsunuz?
Türkiye'nin sofra hazırlama anlarını, motivasyonlarını, biçimlerini görmek istedik. Her bölgeden şehirleri araştırmaya dahil ettik. Tüm bu çıktıları iş kararları süreçlerimize yansıtıp, derinlemesine büyüme stratejimizi gerçekleştirmeyi amaçlıyoruz.
DOĞUDA KİŞİ SAYISI ÖNEMLİ
Araştırmada en çok neye şaşırdınız?
Kadınları bölgesel farklılıkları ve hassasiyetleriyle tanımamıza imkân sağladı. Önümüze çıkan ilk bulgu kadının misafirlikteki tatmin zinciriydi. Türkiye'de kadınlar sofranın öncelikle kendisinin içine sinmesini istiyor, gelen misafir üzerinde etki bırakmayı amaçlıyor ve bunların hepsini takdir edilmek için yapıyor. Ancak her bir şehirde ön plana çıkan ve kadının takdir edilmesini sağlayan baskın bir faktör var. Mesela Gaziantep, Hatay ve Adana'da en önemli konu misafirliğe gelen insan sayısı. Sofra ne kadar kalabalık olursa ev sahibinin takdir toplama olasılığı o kadar artıyor. Kayseri'de sofradaki yemek çeşidi ve emek ön plana çıkıyor. İstanbul, Malatya ve Bursa'da sofraya gösterilen özen yani tasarım ön planda. İzmir, Antalya, Trabzon ve Ankara'da ise sofrada geçirilen zamanın uzunluğu o misafirliğin ne kadar iyi geçtiğini ortaya koyuyor.
İL İL GEZİP SOFRA KURACAKLAR
Haftaya pazar GÜNAYDIN ile başlatacağınız 'Anadolu Kültür Sofra Buluşmaları' projesi nasıl gelişti?
Elimizde Türkiye'nin en kıymetli araştırmalarından biri var. Bu araştırmayı Karaca markasının tüketicisinin istek ve ihtiyaçlarına karşılık vermesi için kullanıp ticari değer yaratıyoruz. Fakat bunun sadece bu kapsamda kalmasını istemedik. SABAH gazetesi ile araştırma kapsamındaki her bir ili tek tek gezerek sofralar kurmaya karar verdik. Bu sofralara tarihçiler, sosyologlar, şefler ve o şehrin kültürü ile büyümüş insanları davet etmeyi planladık. Her bir şehirde araştırma ile ortaya çıkardığımız kendilerine özgü bu kültürel bulguların tarihsel, toplumsal, gastronomik boyutlarını işin uzmanlarıyla inceleyip gerçek yaşam hikâyeleri ile desteklenmesini amaçlıyoruz.
KİTAP ÇIKARACAĞIZ
Bu projeden beklentiniz nedir?
Karaca markası olarak bu proje sonrasında Türkiye'ye miras kalacak bir referans kitap ortaya çıkarmayı hedefliyoruz. Türkiye'de sofra ve mutfak kültürünün bölgesel farklılıklarının bu kadar detaylı ortaya çıkarıldığı başka bir çalışma yok. Bu da bize toplumsal bir sorumluluk yüklüyor.