1952'de teneke soba boru üretimi ve ticareti yapmak üzere kuruldu. İskenderun'un ilk holdingi oldu. Fuat, Ayhan ve Fatih Tosyalı kardeşlerin 1980'li yıllarda bayrağı babaları Şerif Tosyalı'dan devraldıkları şirket hızla büyüdü. Bugün 3 kıtada, 80 ülkede, 25'in üzeri farklı tesisle 10 bin kişiye istihdam sağlıyor. Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı ile bir araya gelerek, hem şirketin faaliyetlerini hem de referandum süreci ve ekonomiyi konuştuk.
Referandum hayatımızda ne değiştirecek?
Benim tarafım belli…'Evet'i savunuyorum, bunun çıkması için de çaba sarf ediyorum. Referandumda 'evet' çıkarsa bürokratik vesayetin son bulacağına inanıyorum. Çünkü, bu ülkede siyasi iktidarlar halka hesap veriyor, bürokrasi hesap vermiyor. Yani bürokratın yaptığı her işlemin hesabını hükümet veriyor. Madem bir sorumluluk veriyoruz, yöneticiyi seçiyoruz, o yöneticinin de kimlerle çalışacağını da kendisinin belirlemesi lazım. Ben bu düzenlemenin ülkeyi yönetenlere bu hakkı tanıyacağına inanıyorum. Bir kaygı duymuyorum çünkü milletin feraseti onu çok iyi ayarlar. Biz kendi işlerimizde de bir yöneticiyi atadığımız zaman, ona illa 'şunlarla çalışacaksın' diye dikte etmiyoruz. O yönetici kendi kadrosunu kuruyor ama gelip bizim karşımızda hesap veriyor. Ben millet olarak ilk defa önümüze böyle bir şans geldiğine inanıyorum. Daha önce böyle bir şey yoktu. Davul birinin, tokmak birinin elindeydi. Bu şansı iyi değerlendireceğimize inanıyorum.
ESAS GÜÇ HALKTA OLACAK
Bürokrasiden şikâyetçi misiniz?
Şikayetçi olmaktan öte bir durum var. Bakıyoruz bürokrat oturuyor, bakanlar ise devamlı değişiyor. Adam 'ben şu kadar yıldır buradayım, nice bakanlar gelip geçti' diyor. O zaman da o bakan adama iş yaptıramıyor. Yani toplumun beklentileri ortada ama bir tarafta da bu devletin ana unsurunun kendisi olduğuna inanan belli bürokratlar var. 'Onlar gelir geçer ama biz kalırız' diyorlar. Böyle bir şey yok. Onlar da kanunların kendilerine verdikleri yetkilerden dolayı kendilerini daha güçlü hissediyorlar. Ama esas güç halkta… Halk gücü kime verdiyse onu kullanan da o olmalı. Bizden istihdam bekleniyor ama bürokratik işler bitmiyor ki yatırıma başlayalım da istihdam yaratalım.
'KÖTÜ BİRİ GELİR' DİYENLER HALKI KÜÇÜMSÜYOR
Peki iş dünyası nasıl etkilenir?
Çok yorulduk, arka arkaya seçimler oldu. Bizim elimizi ayağımızı bağlayan anayasanın ortadan kalkması lazım. Ahmet Necdet Sezer döneminde, o günkü başbakan Bülent Ecevit'le yaşanan küçük bir polemikte, birçok kişi o gün servetinin yarısını kaybetti, borçlar iki katına çıktı. Bugün bakıyorsunuz, Allah'tan cumhurbaşkanımız gibi güçlü bir kişilik var ülkenin yönetiminde. Yarın cumhurbaşkanımız milletin karşısına ne diye çıkacak, hangi programla çıkacak? Bunu algılayamayan kesim var hâlâ. Bu atanmış kişi değil, seçilmiş, meydan meydan dolaşıp anlatıyor. Sayın cumhurbaşkanımız söylediğinin dışında bir şey yapmıyor ki... Meydan meydan tabii ki dolaşacak, çünkü eninde sonunda o meydana gidecek. Halk, ben seni seçtim, ne yaptın? Demeyecek mi?
Bu yetkiler kötü birinin eline geçerse diyorlar...
Halk ne güne duruyor. Bu halk nicelerini sandığa gömdü. Bu bizim aklımızla alay etmek, halkı küçümsemektir. Biz, bizi doğru yönetecek güçlü liderler her zaman seçeriz. Bulanık su isteyenler, zayıf karakterler bu lafları üretiyor.
HER ŞEY VARDI BÜROKRASİYE TAKILDIM
Bürokrasiden çektiniz mi?
Çekmez miyim? Ama ilk defa umudum oldu. Şimdi tekrar yatırım yapacağım. Hükümet arka arkaya teşvik kararnamesi çıkarıyor ama uygulayamıyor. Uygulayamamasının sebebi, eften püften sebepler. Japonlarla yaptığımız dev yatırımımız var. Bir jüri toplayın. Bunun teşvikten faydalanmayacağı bir madde bulamazlar. Büyük ölçekli bir yatırım, yabancı ortaklı doğrudan yatırım, yüksek teknolojili, kalkınmada öncelikli yerde. Cumhurbaşkanımızdan başbakanımıza ve ekonomi bakanımıza kadar herkes canla başla mücadele etmesine rağmen bırakın teşvik belgesine bağlanmayı, düz bir demir çelik yatırımı gibi değerlendirip kapsama almadılar. Üstelik yatırım sırasında 98 milyon dolarlık KDV ödedik.
EKONOMİ AYRI VİTESE GEÇECEK
Referandum sonrası ekonomi nasıl etkilenir?
Ben ekonominin çok yeni bir safhaya geçeceğine inanıyorum. Büyük bir moralite olur. Doğu bölgesinde yeni yatırımların önü açılır. Ekonominin ayrı bir vitese geçeceğini öngörüyorum.
VAKUMLU ÇELİK ÜRETİMİNE BAŞLIYOR
Buradan ilk kez açıklayacağınız yatırımınız var mı?
İskenderun ikinci organize sanayi bölgesinde ülkemizde ilk defa üretilecek 'vakumlu özel kalite çelik' yatırımına başlıyoruz. Yıllık kapasitesi 2.5 milyon ton olacak. Bu yatırımla savunma sanayisine ve endüstriyel yapılara yaylık ve cıvata çelikler üreteceğiz. Otomobil endüstrisi için de üretim yapacağız. Hazırlıklarımız bitti, önümüzdeki birkaç ay içerisinde başlayacağız.
Vakumlu boru ve galvanizli boru yatırımıyla ithalatın önü kesiliyor. Katma değeri yüksek değil mi?
Önemli olan, bu yatırımın ithalatı ikame ediyor oluşu. Yakın coğrafya tamamen kontrolümüzde olacak. Hedefimiz en az 300 milyon dolarlık ihracat yapmak ilk etapta. Türkiye'de ilk yassı çeliğini ürettik, açık ara hemen hemen bütün segmentlerde üretim yapan çelik boru üreticisiyiz. Şimdi vakumlu çelik üretimine başlıyoruz. Benim tek bir hayalim var, bu ülkede zırh çeliklerini üretmek.
30 YILA DAMGA VURACAK YATIRIM
İkinci müjdeyi veriyorsunuz şu anda. Yeni bir yatırım daha?
Hazırlıklarımızı tamamladık. Ülkemizin ilk zırh çeliğini üretmek istiyoruz. Bu, savunma sanayimizi çok güçlendirecek. Özellikle savunma sanayimiz ve ulusal güvenlik sistemimizi ikame edecek çok önemli bir yatırım. Yeni fabrika olacak. Sektörde 50'nci yılım. Artık bu işteki bütün birikimimi Türkiye'de bir ilki başararak ortaya koymak istiyorum. Ülkenin gelecek 30 yılına yön verecek en önemli yatırım diyebilirim.
Tosyalı Holding kendini taçlandıracak zırhlı çelikle öyle mi?
Ülkemize borcumuz var. Ülkemizin dışarıya olan bağımlılığını azaltma yönünde bizim de katkımız olması lazım. Allah'a şükür birçok şeyde üzerimize düşen sorumluluğu hiç düşünmeden yerine getiriyoruz. Eğitim, sosyal sorumluluk projeleri alanında aklımızın ucundan hesap geçirmiyoruz ama bunlar kayda değer ama yetmez. Bizim ulusal sorumluluklarımız var. Madem sektörde bu noktadayız, birikimimizi ülkemizin ihtiyacını giderme yönünde ortaya koymamız gerekiyor.
Zırh çelik üretimi dünyada kimin egemenliğinde?
Özellikle Avrupa bu işte egemen durumda. Savunma sanayisiyle ilgili yatırım yapabilirsin ama içeriğiyle dışarıya bağlısın. Savunma sanayimize Karadağ'daki fabrikamızla çok ciddi destek verebilecek durumdayız. Orada dökme çelik, namlu çeliği üretebiliyoruz. Ama zırh çelikleri bizim bu işteki en üst seviye olacak. Türkiye için çok önemli. Dünyada söz sahibi olacağız.