16 Nisan referandumuna sayılı günler kala Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Bulut'la bir araya gelerek, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye'de kadınların durumu ve mülteciler konusundaki çalışmalarını konuştuk.
Bir iş kadını olarak bürokrasiden şikâyetçi misiniz?
1995'te iş hayatına atıldım. O gün bugündür bürokrasiden şikâyetçiyim. Hükümetler değişiyor, farklı partiler göreve geliyor ancak bürokrasideki kemikleşmiş yapı değişmediği için sistem ileriye götürelemiyor.
İlk iş hayatına girdiğimde, acaba devlet bürokrasisi de iktidarla gelip iktidarla gitmeli mi diye yıllarca kafa yordum. İş dünyasında hiç kimse 'benim devletle işim yok' diyemez. Bir yatırım yapıyorsun, izinleri çıkarırken bir sürü bürokratik engellerle karşılaşıyorsun.
Maalesef bürokrasi yüzünden yabancı yatırımcıları kaçırıyoruz. Kimse sorumluluk almak istemiyor, o gün farklı bir ruh haliyle kalkıyor, ona göre davranıyor.
ARABA LASTİĞİ ÖRNEĞİ
Bu konuda başınızdan geçen ilginç bir olay oldu mu?
Ben arabasının lastiği patladığı için işe gelmeyip, benim bir yatırımımın imzalanmadığı günleri bilirim. Günlerce bir elemanın Ankara'ya gidip geldiği dönemleri yaşadım. Bu örnek basit algılanabilir ama hem size hem ülkeye büyük kayıp yaşatıyor. O nedenle ben referandumda oylayacağımız sistemin Türkiye'nin önünü açacağına inanıyorum. Bürokratik engellerin ortadan kalkacağını, iş dünyasının önündeki engellerin aşılacağını düşünüyorum. Tabii ki hepimiz Türkiye Cumhuriyeti devletine ve değerlerine saygılıyız. Ama dünya bir köy haline geliyor. Geldiğimiz noktada daha içe dönen, daha ulusalcı bir devlet yapısına gidildi.
Türkiye mevcut sistemde körü körüne geçmişe bağlı kalıp, değişimi yok sayarak, yol alamaz.
Ekonomi referandumdan nasıl etkilenir, belirsizlik ortadan kalkar mı?
Bazıları Batı'dan kopulduğunu, içe kapanılacağını, ekonominin küçüleceğini söylese de ben o düşüncede değilim. Türkiye'ye yabancı sermayenin ilgisi hâlâ var. 'Hukuk yok, yabancı yatırımcı Türkiye'ye gelmez' diyorlar.
Ortadoğu'ya da yabancı yatırımcı gidiyor, orada çok mu fazla hukuk var? Bütün bu korkularla Türkiye'yi kapatıyoruz. Ben şöyle görüyorum:
Daha önceki bir başbakanla birebir yaptığım konuşmada, 'ben koltuğa oturduğumda iktidara geldiğimi düşünmüştüm ama maalesef iktidarda falan değilmişim' dedi. Bu ne demek? Batı'nın güdümünde olan bir Türkiye...
'Bana soracaksın, benden izin alırsan yapacaksın, iplerin benim elimde' denilerek bugüne kadar geldik. Şu anda Türkiye dünyanın alışık olmadığı bir lidere sahip. Bu lider diyor ki, 'Ben önemli bir ülkeyim, coğrafi anlamda da büyüme potansiyeli anlamında da... Önüme bakıp yürüyeceğim.' Türkiye'nin referandumdan sonra ekonomik anlamda sıçrayacağını düşünüyorum.
Yabancı yatırımcılara 'Bu dönemi kriz dönemi gibi algılayın ama en büyük yatırımlar bu dönemde yapılır' diyorum.
15 YILDA KADINA EN BÜYÜK DESTEK
Referandumdan sonra kadınların hayatında ne değişecek?
Son 15 yılda kadınlarla ilgili birçok şey değişti. Kadınların eve kapandığı söylense de, kadınları iş hayatında destekleyen kanunlar bu dönemde çıktı. İstihdamdaki artışa bakıyoruz, kadının konumuna bakıyoruz, kadın söylemi geliştirildi. İş kadını ve işadamı söylemi, gerek kurumların, gerek büyük şirketlerin bir numaralı politikası haline geldi. O nedenle referandumdan sonra ben kadınlarla ilgili geriye dönüş anlamında bir şey değişeceğine inanmıyorum, kadınların önü daha çok açılacaktır.
BÜYÜK DOĞUMLAR SANCILI OLUR
Yabancılar ikna oluyorlar mı?
Elbette oluyorlar. Sabah Almanlar ile toplantım vardı, orada da söyledim.
Alman iş dünyası da sizin gibi mi düşünüyor?
Evet... Alman iş dünyası basın ve hükümetin politikasından rahatsız.
Yatırım iştahı düştü, iş dünyası bundan nasıl etkilenir?
15 yıldır tek başına iktidar Türkiye'yi ekonomik anlamda götürdüğü yeri gördük.
Ama bu gelişim bazılarının 'Türkiye nereye gidiyor' diye sorgulamasına neden oldu. 3-4 yıldır ülkemiz bir çatışma içine çekildi. En büyük doğumlar sancılı olur, bu sancılı dönemi atlattığımızda Türkiye'nin siyasi istikrarı da yakalayacağına inanıyorum, onunla birlikte ekonomi de büyür. Referandumdan sonra Türkiye'ye, inanılmaz para girişleri olacak, verilen değerlendirmelerin, notları indirmenin ülkeyi etkilemediğini de herkes görüyor, yani aslında 'Türkiye bağımsızlaşıyor' diyebiliriz.
SURİYELİ KADINLAR İÇİN TEKSTİL ATÖLYESİ
Suriyelilerle ilgili projeniz var mı?
Türkiye İş Kadınları Derneği olarak ilk günden bu yana mülteciler konusuyla yakından ilgileniyoruz. Suruç kampını ziyaret ettik, orada özellikle kadın ve çocukların sorunlarını dinledik. Ev hanımından yabancı dil bilenine, öğretmenden doktora, tekstilde çalışanına kadar pek çok kadın vardı. Onlarla birebir ilgilendik, orada tekstil atölyeleri açılmasına yardımcı olduk.Bu kişilerin değer yaratması ve kendilerini insan gibi hissetmeleriyle ilgili altyapısal sorunlar hakkındaki gözlemlerimizi AFAD başkanıyla Cumhurbaşkanımıza aktardık, projeler geliştirdik, yakından takip etmeye de devam ediyoruz. Türkiye'de beni rahatsız eden tek şey, itici, yargılayıcı, ötekileştirici dil. Bu değişmeli.