Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞEBNEM BURSALI

MKE, savunma sanayiinde yapılamayanı yapıyor

"Yapılamayanı yapın" talimatı bütün her şeyi değiştirdi. Başkan Erdoğan'ın 3 yıl önce Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile Makine ve Kimya Endüstrisi (MKE) Genel Müdürü Yasin Akdere'ye söylediği bu sözler, yerli ve milli sanayideki büyük dönüşümün de fitilini ateşledi. Savunma sanayiinde yüzde 20'lerdeki millilik oranının bugün yüzde 80'leri aşması, cumhuriyet tarihi boyunca yapılandan daha fazlasının son 20 yıla sığdırılması da bu inanç ve iradenin eseri zaten.
İki gün önce Milli Savunma Bakan Yardımcısı Muhsin Dere ve MKE Genel Müdürü Yasin Akdere ile geçirdiğimiz birkaç saat içinde sadece duyduklarımız değil, gördüklerimiz de yeni Türkiye'nin nereden nereye geldiğine kanlı canlı şahit olmamıza yaradı dersem abartmış olmam inanın. Savunma sanayiinde küresel marka olma hedefiyle "Anonim Şirket" statüsüne dönüştürülen MKE, TSK'nın ihtiyaçlarını önceleyerek onlarca ülkeye ihracat yapar hale geldi.
MKE'nin, Başkan Erdoğan'ın "Yapılamayanı yapın" talimatıyla 12 ay gibi kısa bir sürede dünyada sadece iki ülkenin ürettiği "deniz topu ve yakın hava savunma sistemi" gibi savunma sanayiinde önemli yere sahip ağır silah sistemlerini üretip dünyaya satacak duruma gelmesi bir rastlantı değil. Önümüzdeki beş yıl içinde dünyanın ilk 10 savunma şirketlerinden biri olmayı hedefleyen MKE, bugün ürettiği 480'in üzerindeki ağır silahı yaklaşık 60 ülkeye ihraç ediyor.



Başta da söyledim; TSK'nın ihtiyaçlarını öncelemek MKE'nin birinci görevi. Nitekim bugün Suriye'nin kuzeyinde devam eden Pençe Kılıç Harekâtı'nda terör hedeflerini yerle bir eden uçak bombaları MKE tarafından üretiliyor. Teröristlerin saklandığı mağara ve sığınaklar, tamamen yerli ve milli üretilmiş "nüfuz edici bomba" ile yerle bir edildi. Bakan Yardımcısı Dere ve Genel Müdür Akdere'den öğrendiğime göre, MKE için "fabrika yapan fabrika" sözünü kullanmamız abes kaçmıyor. Nasıl mı?
MKE, sadece üretim yapan değil, aynı zamanda fabrika kuran da bir şirket. Talep eden ülkelere "anahtar teslim" fişek üretim hattı kuruyor. Şu ana kadar Ürdün ve Moğolistan'ın da arasında bulunduğu 9 ülkeyle fişek üretim hattı kurulumu için sözleşme imzalanmış. En küçük tesisin yıllık 60 milyon fişek üretim kapasitesine sahip olduğu ve 10 milyon dolar yatırımla kurulduğu bir yana, tesisin kurulduğu ülkelerde çalışacak personelin eğitimi de MKE tarafından veriliyor.
"PMT-57A"nın (Platform Makineli Tüfek) isminin, Çanakkale Zaferi'nin kahraman 57. Alay'ına ithafen verildiğini öğreniyoruz. Çok anlamlı hikâyeyi Genel Müdür Akdere'den dinleyelim: "Bu tür silahların ve namlunun ömrünü belirlemek için ortalama 44 bin atış yapılır. Milli Savunma Bakanı'mız Hulusi Akar'ın talimatıyla titizlikle çalışırken bizim atış sayımız 57 bin olmuş. Arkadaşlarım bu sayıyı söyleyince, o sırada Çanakkale Zaferi'nin yıldönümü hazırlıkları yapılıyordu ve ismi daha anlamlı olsun diye 57 sayısını da ekledik."
Yapılamayanın yapılmasına bir başka örnek olarak da yarım asırlık hedefe bir yıl içinde ulaşılan patlayıcının hikâyesi: "Uçak bombaları, mühimmat, füzeler ve harp başlıkları patlayıcılarında kullanılan RDX'i üreten tesis Ankara Elmadağ'da Cumhurbaşkanı'mızın katılımıyla açıldı. Yeni nesil patlayıcıları üretme kabiliyetinde süper lige çıkan Türkiye'nin, daha önce yurtdışından aldığı çok kritik ürün olan ve ana patlayıcı malzemesi olarak kullanılan RDX'i ihraç eder hale gelmemiz de bir yıl içinde oldu. Baruttan 100 kat daha güçlü ve etkili patlayıcı olan RDX, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında MGK'da üretilmesi kararı alınmasına rağmen ancak 29 Nisan 2021'de Başkan Erdoğan'ın MKE'ye verdiği talimatla 12 ay gibi bir sürede tamamlandı."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA