Başkan Erdoğan'ın KKTC çıkarması, her yönüyle yeni bir dönemin kilidini açtı. Heyetin sayısal çoğunluğu kadar katılımcıların siyasal karşılığının çokluğu ve çeşitliliği, bu anlamı daha da pekiştirdi. Eşit iki egemen devletli çözüm dışında bir alternatifin kabul olunmayacağının gür bir sesle ve geniş bir siyasal tabana dayanarak ilan edildiği bu tarihi ziyarete katılan üç liderin görüşlerini bugün sizlere aktarmak isterim.
Kıbrıs konusunun çözümü için en başından bu yana, bugünkü formül dışında bir çözüm olamayacağını savunan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, gezinin "fevkalade başarılı" olduğunu söyledi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iki günlük gezi boyunca hem Kıbrıs Millet Meclisi'nde hem yıldönümü törenlerinde verdiği bütün mesajların çok önemli ve tarihi olduğunu belirtti. Barış Harekâtı'nın 47. yılında Kıbrıs'ta ortak tek çözümün egemen, bağımsız ve eşit iki devletli bir oluşum olduğunun Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından güçlü bir biçimde ifadesinin çok anlamlı olduğu da MHP Lideri'nin tarihi ziyarete dair görüşü idi.
47 yıl önceki harekât emrini veren Başbakan Ecevit'in kurduğu DSP'nin Genel Başkanı Önder Aksakal da tarihi ziyarette Türk heyetinde idi. Aksakal'ın geziye dair önemli tespitleri var:
"Daha önce de kuruluş etkinliklerine katıldım ve şunu açıklıkla söyleyebilirim ki KKTC yönetimi ve halkında, bağımsızlık ve özgürlük noktasında hiçbir icazete ihtiyaç duyulmadığı yönünde ciddi bir güç farkı yaratılmıştır. Sayın Cumhurbaşkanı'nın verdiği külliye ve yeni Meclis binası yapılması hususundaki müjdeyi sulandırmaya çalışanları da esefle kınarım. Yıllardır geçici bir binada yapılan devlet yönetiminin, kalıcı ve yer itibarıyla çok önemli mesaj içeren sınıra yakın bir yerde konumlanması KKTC'nin devlet olarak kendisine güveninin güçlü bir vurgusu olacaktır. Bu önemli mesajı kuru kuruya inşaat olarak ifade etmenin iyi niyetle ilgisi olamaz.
Tarihi geziyle ilgili en önemli eksik de maalesef, Millet İttifakı temsilcilerinin böylesine milli bir konuya sahip çıkmayarak hangi tarafta olduklarını göstermeleridir. Siyaseten rekabet edebilirsiniz, kavga da edebilirsiniz ama iş milli konu olduğunda tereddütsüz iç siyaset malzemesine kurban edemezsiniz. CHP, İP, SP ve DP genel başkanları, KKTC Cumhurbaşkanı tarafından davet edildikleri halde gelmemekle 'Biz iktidara gelirsek Rum, Yunan ve AB tarafının tezlerini de düşünebiliriz' mesajını vermiştir. Merhum Ecevit'in harekâtın emrini verdiği dönemde Genel Başkanı olduğu CHP'nin bugünkü lideri Sayın Kılıçdaroğlu, eğer Sayın Cumhurbaşkanı'nın uçağına binmek istemiyorduysa tarifeli uçakla veya yurt içi seyahatlerinde sıkça yaptığı gibi özel uçak tutarak KKTC'ye gelmeliydi.
Kaldı ki Sayın Cumhurbaşkanı ve heyeti taşıyan uçak Sayın Erdoğan'ın malı değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin uçağıdır, milletin uçağıdır. Binmemek ne demektir?
Ben davet almadan önce biletimi almıştım, davet gelince biletlerimi derhal açığa aldım ve heyete dahil oldum. Bundan da asla gocunmam, tam tersine, birlik beraberlik mesajı vermenin gururunu yaşadım." Geziye katılan BBP Lideri Mustafa Destici de CHP, İP, SP ve DP genel başkanlarının gelmemesini eleştirdi ve bu tavrı, Rum ve Yunanistan kesiminin politikalarını destekleyen ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşma yaptığı Meclis'i protesto ederek katılmayan CTP ve TDP'nin gayri milli tavrına benzetti.
Yıllardır gittiği Kıbrıs'ta özellikle son dönemde büyük gelişme yaşandığını da söyleyen Destici, adaya suyun gitmesini devrim olarak nitelendirdi, yolların yapılmasının, tarihi ve kültürel miraslara sahip çıkılmasının, eğitimde gelinen noktanın ve bütün bu hizmetlerdeki Türkiye'nin katkısının çok önemli olduğunu belirtti. Erdoğan'ın mesajlarının KKTC ve Kıbrıs'tan ziyade dünyaya bir mesaj anlamı taşıdığının da altını çizdi.