"15 Temmuz'da televizyonun önünde duranlarla tankların önünde duranların bakış açılarının ve ruh halinin farklı olması kadar doğal bir şey olamaz..."
"Hayatta öyle anlar vardır ki; ya TRT'yi basan ve Yurtta Sulh Konseyi bildirisini okutan darbecilerden yana olursunuz ya da TRT'yi kuşatan halktan yana. Bu kadar basit aslında!"
"15 Temmuz gecesi ilerici tanklar-gerici halk mottosu iflas etmiştir."
"15 Temmuz'a bir ad koymak gerekiyorsa, Kontrolsüz Darbe girişimi denilebilir. Kamuoyu darbenin emirkomuta zincirinde olmadığını, 1. Ordu Komutanı'nın açıklamasıyla fark ettiği andan itibaren darbeciler kontrolü kaybettiler. Ve kontrol, darbe karşıtlarının eline geçti. Yoksa, Erdoğan'ın ilk basın toplantısının yayınlanmasını bile engelleyecek bir güç ve inisiyatife sahipti başta darbeciler. Ama, halkın kararlı iradesi ve bürokrasi içindeki darbe karşıtı unsurlar bu rezil oyunu bozdu."
"15 Temmuz darbesine 'tiyatro' dediğinizde aslında halka ateş açan, Meclis'i bombalayan, suikast tertipleyen darbecilerin beraat etmesi gerektiğini ima etmiş oluyorsunuz. Olmayan bir şeyin cezası mı olur? Keşke bu temennilerinizi ve darbeseverliğinizi daha dürüstçe ifade etseniz."
"15 Temmuz darbe girişimini evlerinde televizyonlarından izlemeyi onurlarına yediremeyip, gözlerini kırpmadan canlarını ortaya koyan yurttaşlarımızı, demokrasi şehitlerimizi sevgi, saygı ve şükranla anıyoruz."
Bugün sütunumuzda eski ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras'ı konuk ettik. Alıntı yaptığım bu sözlerin tümü, Uras'ın sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlar. 15 Temmuz hain darbe kalkışmasını ve milletin destansı direnişini en başından bu yana "tiyatro", "kontrollü darbe" diyerek değersizleştirmeye, içini boşaltmaya ve şüphe yaratarak algı oluşturmaya çalışan sosyal demokrat(!) CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve partisinin tam tersine, hakikati ve hakkını teslim ettiği yorumla solcu bir siyasetçi olarak Ufak Uras söylüyor bu sözleri.
Hiçbir komplekse, ideolojik kalıplara, yalana dolana, terör örgütü temsilcilerinin sözcülüğüne kapılmadan vicdanıyla bu yorumu yapan Uras, siyaseten durduğu noktada yakışanı yapmıştır. Darısı, iktidar olmaya adayım diyen partilere ve liderlerine...
***
ÖLÜMÜ ÖLDÜRENLER
15 Temmuz destansı direnişin 5'inci yılında Ankara ve İstanbul başta olmak üzere Türkiye genelinde çok etkileyici, çok anlamlı anma törenleri yapıldı. Saatler gece yarısını geçince bütün camilerden okunan sala, hepimizi o menfur geceye götürdü.
30 Ağustos ruhunun, 9 Eylül ruhunun yeniden dirildiğini ve aslında hiç kaybolmadığını dünya âleme gösteren 15 Temmuz'da Başkomutan Erdoğan'ın arkasında bütün millet bir ordu oldu ve 100 yıl sonra bile aynı inançla, aynı kanla kendi tarihini kendisinden başkasının yazmasına izin vermeyeceğini bir kez daha gösterdi.
5. yıl anma törenlerinde, 15 Temmuz gecesi bombalar altında görevini yapıp hem kamuoyunu doğru bilgilendiren hem de birlik beraberlik çağrılarına aracılık eden kahraman basın mensuplarını unutmayan TBMM Başkanı Mustafa Şentop, 17 meslektaşıma verdiği plaketle çok özel bir hak teslimi yaptı.
Yine anma törenleri kapsamında Ayasofya ve Galata'da ışık gösterileri ile "Türkiye geçilmez" sözünü bir kez daha dünya âleme gösteren İletişim Başkanlığı da görsel anlamda çok güzel bir işe imza attı. Mehmet Akif Ersoy'un dediği gibi, "Allah bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırmasın" dileğini tekrarlayarak, ölümü öldüren Türk milleti en büyük ödülü hak ediyor.