Türkiye özellikle son 5 yıldır savunma sanayiinden eğitime, sağlıktan enerjiye ve siber güvenliğe kadar bütün alanlarda dışa bağımlılığı azaltan yerli ve milli teknolojilere yönelerek, gerçek anlamda tam bağımsızlık yolunda kararlı adımlarla ilerlemesini sürdürüyor.
Dijital dönüşüm de bu başlıklardan biri. 180 yıldan fazla geçmişi ve 2005 yılından bu yana yaptığı 17 milyar 800 milyon dolarlık yatırımla Türkiye'nin en yüksek yatırım yapan teknoloji şirketlerinden biri olarak Türk Telekom, bu alanda öncü kuruluşların başında geliyor.
Geçtiğimiz günlerde şirketin CEO'su Ümit Önal ve genel müdür yardımcıları ile birlikte şirketin Ankara'daki merkezinde yaptığımız gezide, çağımızın vazgeçilmezi internet ve dijital dönüşümde yapılanlar bizi hayli etkiledi. Hele ki son bir buçuk yıldır pandemi koşullarında çok daha artan internet kullanımı ve bununla birlikte artık hepimizin yaşamına giren siber saldırılara karşı alınan önlemleri yerinde görmek farklı bir tecrübeydi.
"Siber vatan savunması" kapsamında Türk Telekom mühendisleri tarafından geliştirilen "atak simülasyonu" ve "oltalama simülasyonu" platformlarıyla kullanıcıların zayıf noktaları belirlenip siber tehditlere karşı her türlü kalkan oluşturulma aşamasında.
Bu arada söylemeden geçmemek lazım ki, Ar-Ge bölümünde 2 bin 400 mühendis çalıştıran Türk Telekom, Türkiye genelinde en fazla mühendis istihdam eden şirket olarak, ayrıca Silikon Vadisi'nde de çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor. Pandemi sürecinde evlerde daha fazla yaşanması, okul, eğitim ve iş süreçlerinin evden Zoom üzerinden yapılması, en başta internet kullanımını etkiledi doğal olarak.
Kişi başı internet kullanımının yüzde 80'leri bulan oranda artması, 180-200 gigabaytlara çıkması ve bunun 300 rakamlarına erişmesine az kalması da bu yüzden. Dolayısıyla, kesinti olmaksızın ve aynı zamanda kullanım ücretlerinin sabit fatura ve sınırsız süreyi içermesinin önemi çok büyük.
TABLOLAR KONUŞUYOR
Bir şirketin alanında başarılı olması elbette güzel bir olay, ama eminim pek çok kişinin üzerinde hemfikir olacağı gibi, şirket kazanımlarının başka hayatlara dokunma anlamında nasıl kullanıldığı ve sosyal sorumluluk alanlarında ne kadar kullanıldığı da başarısı kadar önemlidir. Ve hedef kitleye ne kadar ulaştığı da bu anlamda çok önemli gösterge.
Salı günü CEO Ümit Önal ile sadece yatırımları ve şirketi konuşmadık. İki özel yere daha gittik. İlki, şirket kampüsü içindeki İletişim Müzesi idi. Teknoloji ve iletişim gereçlerinin sergilendiği, teleksten telgrafa, jetonlu ve kartlı telefonlardan telefon rehberlerine kadar 236 eserle size hem güzel bir nostalji yaşatılıyor hem de Türkiye'nin nereden nereye geldiğini görebiliyorsunuz.
Ve 31 Mayıs'ta Emine Erdoğan'ın açılışını yaptığı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Millet Kütüphanesi içindeki "Tablolar Konuşuyor" resim sergisini bitiş tarihi olan 31 Temmuz'a kadar gezmenizi özellikle öneririm. Görme engellilere yönelik sesli tarifler üzerinden dünyaca ünlü 30 tablonun betimlendiği sergide, tablolar ve dönemlerine, sanatçılara yönelik çok özel bilgilenme imkânına da sahip oluyorsunuz. En güzeli de görme engellilerin Telefon Kütüphanesi adı verilen uygulamayı telefonlarına indirmeleri halinde de kullanabilir olmaları.
Para tanıma özelliği ile güvenli alışveriş, ilaç barkodu okuma ve haber servisiyle birisine bağımlı olmadan her tür imkân da sunulmuş. Kadına yönelik her projeyi önemseyen bir gazeteci olarak bugüne kadar 5 bin kadına dijital okuryazarlık ve dijital pazarlama eğitimi verilerek işle ilgili hayallerini gerçekleştirmelerinde yol arkadaşlığı yapılması da çok anlamlı.