27 Mayıs darbesi, Türk siyasal yaşamının en kanlı, en acımasız dönüm noktalarından biridir. Türkiye'deki tüm vesayet organları bir araya gelerek ve getirilerek geçekleşen, Başbakan ve 2 bakanın idam edildiği, darbe zihniyetinin kalıcı hale geldiği ilk darbe olarak bir kara lekedir. O gün Türk siyasal hayatında darbe kültürü adeta mayalanmış ve vesayet organlarına yenileri eklenmiş, Türk sağı parçalanmıştır.
Ardından her 10 yılda bir yine darbe ve muhtıralarla, 90'lı yıllardan sonra da 28 Şubat, 27 Nisan'larda postmodern ve e-muhtıra şeklinde hortlayan bu zihniyetin en kanlı hali 15 Temmuz'da 251 şehit ve 2 binin üzerinde gazimizle yaşandı. Ve her darbe ve muhtıra girişiminde görünür ya da görünmez haliyle yanında, arkasında, içinde olan zihniyet de CHP içinde vücut buldu.
Toplumsal hafızayı yenilememin sebebi, geçen gün CHP'li Engin Altay'ın ifadesiydi. "İnşallah Erdoğan'ın da sonu Menderes gibi olmaz" sözünün iyi niyet barındırmadığı, sonsuza dek unutulmak istenen tüm "katli vacip" acıları yeniden ve yeniden ısrarla hafızalarda tazelemekten, aba altından sopa göstermekten başka bir amaç taşımadığı çok açık. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, siyaset sahnesine çıktığı 40 yılı aşkın süredir "üzerindeki kefene" atıfta bulunurken, artık millet ve sivil siyaset de geçmişin bu acı hatıralarının bir daha yaşanmasına canı pahasına izin vermiyor...
Bir hatırlatma da "Dikkat etsin Sayın Erdoğan da Menderes gibi Atatürk'ü Koruma Kanunu çıkarmak zorunda kalmasın" diyen Engin Altay ve onun gibi düşünenlere gelsin. Atatürk'ün büstlerine, heykellerine saldırıların artması üzerine bizzat dönemin Başbakan'ı Adnan Menderes'in direktifleriyle 25 Temmuz 1951'de çıkarılan Atatürk'ü Koruma Kanunu ile bu saldırıları yapanlara 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezaları getirildi.
O dönem Ticanilerin Türkiye'deki temsilcisi Kemal Pilavoğlu ve grubunun başlatıp yürüttükleri bu saldırılara karşı bir önlemdi bu. Ama aslında Ticanilerin CHP'li olduğunu belgelerden görüyorsunuz! 26 Nisan 1950 tarihli Zafer Gazetesi'nin haberine göre, Kemal Pilavoğlu ve müritleri CHP'ye üye yapılmış, bunlar köylerde toplantılar düzenleyerek parti propagandası yapmışlar, köylüleri CHP'ye üye yapmak üzere çalışmışlardır. İş bununla da bitmemiş, söz konusu kanunun görüşmeleri sırasında CHP, bu kanunun çıkmasına karşı görüş beyan etmiştir! Bu tarihi belgelerden de anlaşılacağı üzere, her fırsatta "Atatürk'ün partisiyiz" deyip, onun ilkelerinin tam karşıtı her şeyi savunan bugünkü CHP, dün de bugün de değişmemiş aslında!
***
VURGUN YEMİŞ MİSALİ THODEX!
Dişinden tırnağından artırdığınız tasarruflarınızı değerlendirmek amacıyla seçilen yöntemler farklı olabilir. Dönemin ruhuna uygun yeni piyasa araçları da var ve bunlardan biri de kripto para uygulaması. Son olarak, Thodex vurgunuyla gündeme gelen bu yöntemle 400 bini aşkın kişinin parası buhar oldu. Kısa süre öncesine kadar Çiftlik Bank adıyla daha 30 yaşını doldurmayan bir Sülün Osman "Tosuncuk" vurgununu yaşamışken tekrarlanan bu yeni vurgun, yüz binlerce insanın akıllanmadığını gösteriyor.
Kimse kusura bakmasın; alın teriyle kazanıp, dişinden tırnağından artırdığın üç-beş kuruş ile belki daha az ama en azından garantili kazanacağın yatırım araçları dururken, 1 koyup 5 almanın peşine düşüp, önüne arkasına, kişisine bakmadan hayal satın almaya kalkarsanız ve önceki olaylardan ders almazsanız, biz daha çok vurgunları haber yapıp çok tosuncuklar da görürüz.
Lütfen herkes aklını başına alsın. Devlet gereğini muhakkak yapacak ama artık yeni mağduriyetlere izin vermeyelim. Bir daha üzülmemek için hayale değil gerçeğe yatırım yapın lütfen...