Bu yüzyılın en büyük illeti Kovid-19 sebebiyle gelen yeni kısıtlamalar, en azından salgının yayılmasını önleme ve kontrol altına alınmasında etkili olacak şekilde düzenlendi. Ancak burada belirleyici olan, alınan önlemler kadar bizlerin bu önlemlere ne kadar uyacağıyla da yakından ilgili elbette. Unutmayalım ki; kısıtlamaların ne kadar ve hangi boyutta süreceği, bizim alınan tedbirleri uygulamamıza bağlı. Bunu her şeyden önce; son bir yıldır salgınla mücadeleyi ailelerinden, kendi canlarından daha önde tutan sağlık çalışanlarına borçluyuz. Mesafeyi ve zorunlu olmadıkça sevdiklerimizle ve dostlarımızla ve kalabalık yerlerde insanlarla sosyalleşmeyi en aza indirmemiz ve hatta sıfırlamamız, maskemizi kurallara uygun şekilde kullanmamız ve temizliğe azami dikkat etmemiz en büyük önlem olacaktır. Bunun ötesinde, yapılması gerekenleri devlet de, güvenlik güçlerimiz de, sağlık çalışanlarımız da ziyadesiyle yapıyor zaten.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Kovid-19 ve yeni düzenlemeler yanında siyasetin kendi gündemi de devam ediyor. Yeni yıl girmeden bu ay içinde açıklanması beklenen ekonomi ve hukuk alanındaki düzenlemelerle 2021 yılını adeta bir 'Reform Yılı'na çevirmeyi hedefleyen hükümet, ilgili tüm kesimlerle bir araya gelerek onların da görüşlerini almaya özen gösteriyor. TÜSİAD, TOBB gibi çok geniş kesimleri temsil eden meslek kuruluşları ile azınlık cemaatlerinin ruhani liderleri ve vakıf temsilcilerinin de görüş ve önerileri dinlendi. Önümüzdeki hafta da MÜSİAD temsilcileriyle bir araya gelinecek. Hukuk ve adalet reformuyla ilgili yeni yol haritasının 10 Aralık İnsan Hakları Günü'nde Başkan Erdoğan tarafından açıklanması ve devamında reformlarla ilgili tüm yasal ve diğer düzenlemeler için düğmeye basılması bekleniyor. Ekonomi alanındaki reformlarda ana hedef, yerli ve uluslararası girişimciler için yatırım ortamının her açıdan daha cazip hale getirilmesi olduğundan; son derece titiz ve Türk ekonomisinin potansiyelinin tam anlamıyla değerlendirilmesi adına köklü yapısal reformların da yeni yılın ilk günleri itibarıyla gündemde olacağını söyleyebiliriz.
Tüm dünya olarak zorlu bir süreçten geçerken, milletçe daha fazla dayanışmaya ihtiyacımız olduğu şu günlerde güzel pek çok örnek verecekken, maalesef muhalefete dair aynı şeyleri söylemek zor! Özellikle CHP'nin, toplumun tüm kesimlerini hedef alan politikaları, her geçen gün yenileri eklenerek devam ediyor. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun öğretmenlere yönelik ötekileştiren, AK Parti'ye oy verenleri aşağılayan açıklamalarına, Mersin milletvekilinin kahraman ordumuza yönelik yaptığı "satılmış" sözleri artık bardağı taşıran son damla oldu. O ordu ki; 15 Temmuz gibi bir ihanetin ardından daha bir ay geçmeden sınır ötesi harekatı, dünya devi ordulara rağmen başarıyla gerçekleştiren, 'ne işimiz var' denilen Doğu Akdeniz'de, Libya'da, Suriye'de, Kıbrıs'ta destanlar yazan Türk ordusu, şimdi de dost ve kardeş Azerbaycan'ın topraklarında, kardeşlerinin hakkını savunmak ve sahibine iade etmek için mücadeleye başlıyor. Daha 2 gün önce de 241 komandomuz "Barış Gücü Harekatı" kapsamında Suriye'nin El-Bab kentine Kur'an-ı Kerim tilaveti, Mehter Marşı, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'mızla, gururla uğurlandı. CHP yönetimi ne derse desin; 83 milyon, kahraman yiğitlerimizi dualar ve sonsuz gururla bekliyor...